”Yazı,evrene iz…”

KİTAPLIK

REMİL

Falcılığın bir türü olan remilin, kumlarla bakılan fal çeşidi olduğunu söylersem doğru tanımlamış olurum. Fakat bu romanda benim amacım ne fal bakmak, ne de remilciliğin yolunu yordamını öğretmekti. Ben sadece sözlerinin büyüsüne kapıldığım klasik divan edebiyatının zirve şairlerinden Bakî ile Zatî’nin peşine takıldım ve onları anlatım. Bunun için Beyazıt Camii avlusundaki Zatî’nin remilci dükkânını merkeze aldım.

KİTAPLIK

Mina Bulutlar Adası’nda

Bir varmış bir yokmuş. Mina adındaki küçük kız kalabalık ailesiyle bir çiftlikte yaşarmış. Nasıl olduysa görmeden üstüne bastığı garip şey, Mina’yı o kadar yükseğe fırlatmış ki, bir çocuk kitabında okuduğu ama inanamadığı o bulut dünyasında bulmuş kendini. Bir ev görmüş. Ev şeker, çörek ve kurabiyelerden yapılmış. Tam yemeğe başlayacakmış ki, annesinin; “Sakın sahibinden izinsiz kimsenin malına, eşyasına dokunma!” sözünü hatırlamış. Birden önüne sarı çizmeli, şık ceketli, papyonlu bir tilki atlamış. Tilki ormanda yaşayan hayvanlara hep zarar vermiş. Mina’yı da yemeyi planlıyormuş. Ve Mina orman canlılarını ve kendisini korumak için tilki ile mücadele etmeye başlamış. Birlikte verdikleri çaba sonucunda tilkiden kurtulmuşlar. Bir parti yapıp kutlamışlar. Bulut adasında eğlenceler devam etmiş. Mina yeni maceralarla yolculuğunu sürdürmekteymiş.

KASIM-ARALIK.

Ş.NEZİH KULEYİN VE ANKARA

Ş.NEZİH KULEYİN VE ANKARA DOSYASI, ÖYKÜLER, ŞİİRLER

KASIM-ARALIK.

EDİTÖRDEN...

Bu sayıda Ş.Nezih Kuleyin'i konuk olarak davet ettik ve Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara'yı dosya konusu yaptık.

KASIM-ARALIK.

Ş. NEZİH KULEYİN'İN ÖZGEÇMİŞİ

Trabzon’da, yani adını Hellence Trapezous’dan alan Karadeniz’in uzun kumdan örme şalını kıyılarda sürükleyen sevgilisinde 1955 yılında doğdum.

KASIM-ARALIK.

Bir kişi söylemek imkansız, çok sesli bir koro tarafından söylenen bir türküdür Ankara.

Benim bir ön adım var az kullandığım. Bu nedenle az bilinen tam adım Şerafettin Nezih Kuleyin. 1955 yılında Trabzon’da doğdum.

KASIM-ARALIK.

ANKARA’NIN TAŞHAN’I

Ankara’nın yakın tarihi ile ilgili yazıların çoğunda, “Taşhan”dan bahsedilir. Milli Mücadele Dönemi’nde, Ankara’nın tek konukevi veya oteli olan Taşhan, Ankara’da handan otele geçişi temsil eden yapı olup, Ankara’nın son hanıdır.

KASIM-ARALIK.

ANITKABİR'İN ANLATTIKLARI

Anıtkabir bugün dünyada en çok ziyaret edilen anıt mezarlardan birisi belki de bu yıl sonu itibariyle dünyanın en fazla ziyaret edilen anıt mezarı olacaktır. Geçmişte dünyanın en fazla ziyaret edilen anıt mezarı olan Taç Mahal dahi Anıtkabir’e gösterilen ilgi karşısında bu konumunu kaybetmiştir.

KASIM-ARALIK.

KÜÇÜK (t) DEN ANKARA’YA

Küçücük bir (t) harfi idi onu Ankara yollarına düşüren. Kazanmıştı sınavı, puanı yüksekti. Gece yarısı bindiler otobüse babasıyla. Avukat olmayı çok istiyordu, Hukuk Fakültesi’ne gidecekti.

KASIM-ARALIK.

MUAMMA

1972 yazından 1973 yazına değin, Ankara’da yaşadığımız işkence benzeri ağır mobing ve şiddet sonrası; Ki, yatılı okul öğrencilerine yapılan mobing ve şiddet, en alçakça zulümlerden değil midir?

KASIM-ARALIK.

BAHİS

Sonunda onunla bahse girmeyi başardı. Bunun en iyi yol olacağına karar verdiğinden beri başaramamanın ve B planına da zamanın yetmeyeceği korkusu içini daraltıyordu.

KASIM-ARALIK.

YAĞMUR YAĞARKEN ANKARA SEVDALARI

Yağmur öyle hızlı yağıyordu ki Kale’nin aşağısında akan Bent Deresi neredeyse taşacaktı. Ama sevdiği kadın Cornelia’nın hamamdan biraz sonra çıkacağını bildiği için yağmura aldırmadan Kaleden aşağıya doğru hızla koşuyordu genç Ignatius

KASIM-ARALIK.

ARKA SOKAKLARDA ANKARA

Bir ihtiyarın asasının sesinde yorgun yola vurur yağmurun yavşak yüzü gece hüzün sabahın kör karanlığında ayaz soğudukça yapışır tırnak uçlarına

KASIM-ARALIK.

ANKARA’YA KAR YAĞIYOR

ankara’ya kar yağıyor ne güzel ne güzel çocuklar karda eğleniyor babası arabadan indirip tuttu elinden minik kızın parka yürüyorlar birlikte park cıvıl cıvıl park dolu çocuk sesleriyle

KASIM-ARALIK.

TANRININ GÖZÜ

Yeryüzünde yakılan bütün ateşlerin dumanı, gökyüzüne doğru gidiyor. Bulutlar gibi birbirini kovalayan dumanlar, gökyüzünde oturan tanrının gözlerini kör etmiş olmalı.

KASIM-ARALIK.

ÜSÜK’ÜN ÖLÜMÜ

Aşağıdaki yazı dizisi gerçek bir yaşam öyküsünden alınmıştır. Sıvas’ın Gemerek ilçesine bağlı (şimdi Şarkışla’ya bağlı) Saraç köyü halkından Ciba’ların Haligo’nun oğlu (Halil Çetin) Üsük’ün (Hüseyin Çetin)’in hikayesi.

KASIM-ARALIK.

ÇANKAYA DÖRTLÜSÜNÜN SERENCAMI

Çankaya'daki bir hadisenin tutanakları

KASIM-ARALIK.

SENİN DE KIYAMETİN OLACAK -Demir Ökçe’ye Zeyl-

yağmurun kanlı şelaleler çizdiği o yetim o ıssız ülkede şimdi:

KASIM-ARALIK.

DİL VE BEN

çöl sıcağında ruhani dil hiçin ağzında eksik bir cümleyim / kimine uzak kimine dost kabına sığmayan ufak dilekler durur / kimi mahcup kimi yorgun dokundukça küçülen, unuttukça büyüyen

KASIM-ARALIK.

AKŞAMDI

Akşamdı ve o akşam, alelade bir akşam olmalıydı Her günkü gibi, kendi başına rakısını içmeli

MART-NİSAN.

Esrik Roman ADSIZ OZANLAR KENTİ

ortak roman yazım deneyimine katılır mısınız?

TEMMUZ-AĞUSTOS.

ADSIZ OZANLAR KENTİ// Serdar Koç (M. LorisLemur M.)

Benim okulum senin aşkın sevgilim, hayat bilgim. Ellerinden öpüyorum, parmak uçlarından, bileğinden, hem el hem ayak bileğinden. Kalbin kalbime sırdaş olsun, tenin tenime yoldaş…

EYLÜL-EKİM.

Esrik Roman ADSIZ OZANLAR KENTİ// Serdar Koç (M. LorisLemur M.)

Şiirin etrafında dolanıyor bu gece sözcükler, şairin bahtı açık gibi, tavında dizeler. Rüyadan anımsananlardır şiir; hayal meyal/ ki; şairler uyanıkken düş görür.

KASIM-ARALIK.

Esrik Roman ADSIZ OZANLAR KENTİ// Serdar Koç (M. LorisLemur M.)

Şairin Odası: Çok büyük bir oda… Giriş kapısının karşısındaki duvarın dibinde şairin yatağı ve hemen yanında aydınlık bir pencere.

Z.KUŞAĞI

Sevgili Atatürk,

Ben Bade. Yedi yaşındayım. Küçük yaşlarımdan beri seni tanıyorum. Seni çok seviyorum. Niye mi? Özgür bir çocuk olduğum için; Bir kız çocuğu olarak okula gidebildiğim için; Kendi dilimi konuşabildiğim için; Modern kıyafetler giyebildiğim

Z.KUŞAĞI

ANKARA DEYİNCE AKLA İLK GELEN

Ablam ve ağabeyim var benim. Üç kardeşiz. Çocuklarını büyütürken, Dünya adlı evimizde tüm insanlar birlikte yaşıyoruz, parmak izlerimiz gibi dilimiz, dinimiz, rengimiz, yaşantılarımız farklı olsa da hepimiz biriciğiz diyen anne babanın evlatlarıyız.

Z.KUŞAĞI

KAYIP -15 Yaşında Olmak-

Tam göğsünüzden vurulup, siz olamadığınız bir hayatı yaşamaya itildiğiniz, yolunuzu normal seyrinden saptıranlara ''dur'' diyemediğiniz, savunmasız dönem!

Z.KUŞAĞI

BİR PAZAR YALNIZLIĞI

Lisede iken yazmış o artık üniversiteli

Copyrights © 2019 - 2023 Assos bilişim

Bulut yazar dergisi