ELÇİN POYRAZLAR VE POLİSİYE DOSYASI Grafik Tasarım Özge Bucak
Elçin Poyrazlar ve Polisiye Dosyası “Kadının Yazması Siyasi Bir Eylemdir” / Aslı Zorba .....................................................................................3 Deklanşöre ne zaman basacağını bilen yazar: Elçin Poyrazlar / Nilgün Çelik ...........................................5 Sızıntı / Betül İğdeli ............................................................................................................................................6 Polisiye Romanın Yeni Bir Alt Dalı: Domestic Noir ve Elçin Poyrazlar’ın “Mantolu Kadın”ı / Gülçin Manka ..................................................................................................................9 Polisiye mi? / Filiz Bilgin .................................................................................................................................11 Binbir Gece Masallarındaki Polisiye Ögeler / Ş. Nezih Kuleyin .................................................................14...
Merhaba Gülçin Manka
2.Ünlü varoluşçu düşünür Jean Paul Sartre, “Yazmak, Niye Yazmak” başlıklı yazısında şöyle der: “…Eskiden edebiyatın salt bir değeri olduğunu, bir insanı kurtarabileceğini, ya da sadece insanları değiştirebileceğini (Bu olabiliyor bazı koşullar altında) sanırdım. Bütün bunlar bana eskimiş geliyor artık. Bu düşleri yitirdikten sonra insan yine de yazmaya devam ediyor, çünkü, psikanalistlerin dediği gibi, varını yoğunu yazıya yatırmıştır. (…) Ama, bir inancım kaldı, bir tek inancım. Ondan vazgeçmeyeceğim: Yazmak, herkes için bir ihtiyaçtır. Yazmak, haberleşme ihtiyacının en üstün şeklidir.”...
Deklanşöre ne zaman basacağını bilen yazar: Elçin Poyrazlar / Nilgün Çelik Nilgün Çelik
4. Elçin Poyrazlar. Kendisiyle Hep Kitap yazarları ile yaptığım söyleşi programında tanıştım. Daha önce karşılaşmadığımız için ve elbette etkinliğimizin dolu dolu geçmesini dilediğim için onunla tanışmak beni heyecanlandırdı. Son romanı Mantolu Kadın için bir aradaydık. Son derece aktif ve donanımlı. Gazeteci, polisiye roman yazarı, Türkiye Polisiye Yazarlar Birliğinin kurucularından ve İngiltere Polisiye Yazarlar Derneğinin de üyesi....
SIZINTI Betül İğdeli
5.Zizek Karl Marx, Alman saltanatı için, “yalnızca kendi inandığını hayal ediyor ve dünyanın da aynı şeyi hayal etmesini talep ediyordu”. “İktidardakilerin ayıbını göstermek bir silaha dönüşebilir” “Bu günde küresel düzenin efendileri karşımızda utanmaz bir sinizmle demokrasi, insan haklarına inandıklarını yalnızca hayal etmekteler.”, demektedir. Sızıntılar kitapta da belirtilen “çok tehlikeli bir silahtır”. Kalyanamkara et Papamkara (İyi Düşünceli Prensle Kötü Düşünceli Prens) adlı Uygur körünçünde (Tiyatro) mutlak mutluluğu arayan bir Bodisavat (Buda adayı) olan İyi Düşünceli Prens okyanuslara/manevi derinliklere girip yeryüzündeki eşşiz çintamani incisini (düşünce mücevherini/mutlak hakikati) bulmak ister. Böylece yeryüzünde bulunan tüm canlıların istekleri yerine gelecektir. Selin de tek başına kalsa da hayatı pahasına yola devam edecektir. ...
Polisiye Romanın Yeni Bir Alt Dalı: Domestic Noir ve Elçin Poyrazlar’ın “Mantolu Kadın”ıGülçin Manka Gülçin Manka
6.Polisiyenin, 21. yüzyılın doğurduğu bir alt türü olarak konumlandırılan ‘domestik şiddetin romanları’ ya da ‘domestic noir/chick noir’ türü; evliliğin aslında psikolojik bir meydan okuma ve bir suç mahalli olduğunu anlatan, kadın karakterlerin hem kurban hem de kaderlerini ellerine alan kahraman olarak merkezde durduğu romanlar olarak ifade ediliyor. Bu romanların ortak özelliğini incelerken, kadına karşı şiddeti evrensel boyutlarıyla karşı karşıya geliyoruz. Bir anlamda şiddetin, bütün dünya kadınlarını birbirine bağlayan kader olduğunu gösteriyor bu romanlar. (http://www.sabitfikir.com/dosyalar/hazir-yeni-bir-yilinbasindayken%E2%80%A6...
Polisiye mi? Filiz Bilgin
Polisiye mi? Filiz Bilgin Türk edebiyatında ise polisiye roman 1881 yılında çeviri romanlarla başlar. Dilimize çevrilen ilk polisiye roman Ahmet Münif tarafından tercüme edilen Fransız yazar Ponson de Terrail’in Paris Faciaları adlı kitabıdır. Bu dönemde polisiye tutkunu II. Abdülhamit’in sarayında bulunan tercüme bürosundaki tercümanlara binlerce cinai roman çevirttiği rivayet edilir. Ahmet Mithat Efendi 1884 yılında Esrâr-ı Cinayât adlı eseriyle Türk Edebiyatına ilk polisiye romanı kazandırmıştır. ...
BİNBİR GECE MASALLARINDAKİ POLİSİYE ÖGELER Ş.Nezih Kuleyin
Polisiyede temel olan olayın kurgusunun bir labirent titizliği ile işlenmiş olması konusu vardır ki biz Binbir Gece Masalları’nda böyle oya gibi işlenmiş kurgulara çok sık rastlamaktayız. Nerede suç varsa orada suça karşı bir savaşım vardır. Masallarda suça karşı savaşım verenleri, Halife Harun Reşit, Halife Memun, Sultan Baybars, Selahattin Eyyubi, Halife Harun Reşit’in Veziri Cafer Barmeki, kadılar ve kolluk amirleri olarak görüyoruz. Yine görüyoruz ki tüm bu kişiler zaman, zaman suç işleyenlerin oyununa gelirken bazen de bilerek ya da bilmeyerek suçun bir parçası hâline de gelebilmektedirler. ...
Yanılsama Ayşe Ege
“Fatma Kadın çabuk buraya gelsin!” İnce bedeni yaprak gibi titredi kadının. Kısık gözlerle baktı adama. İçimde bir his, kötü şeyler olacak. Şakir avlunun ortasına doğru yalpalayarak yürüdü ve sabit bir noktada kendisini dengeledi. Ceketinin düğmelerini ağır ağır çözüyordu, dikkatle izlendiğinden emin. İçinde biraz da fiyaka kokan bu ağırdan alış, gerilimi had safhaya çıkarmıştı. Tıpkı bir film gibi… Nefesimizi tutmuş hiç ses etmeden seyrediyorduk. Sonra iç cebinden bir tabanca çıkarttı, biz kendisini vuracağından emin öyle bakarken, o namluyu birden Fatma Kadın’a doğrulttu, “al sana” gibisinden tek bir kelime dahi etmeden tetiğe bastı. ...
Siber Örümcek Betül İğdeli
Geçen yüzyılın işbirlikçi basınına atfen Buşmedyacı diye dalga geçilen küresel basının A takımından Borazani’nin bir ayağı küresel anakentte idi. Ne bütçesi ne de örgütlenmesi olmayan bu gösteriye –okullarda Mavi Gezegen Federasyonun marşını üçüncü cumhuriyet andı ile birlikte söyletiyorlardı artık- saadet zincirinin bir parçası olarak katılıyordu. Konuşmanın gidişine göre kumandayı Borazani’nin üzerinde tıklattıkça; orta oyunundaki Pişekâr rolüne soyunan gazeteci, soru soracağına dalkavukluk ederken içinde yanıtları hazır soruları aldığında karşındakine bis yapıyordu....
YİĞİT Hande Çiğdemoğlu
Hanımefendi, bürodaki arkadaşlar bileti keserken bayan yanı olup olmadığına bakmamışlar. Başka yer de yok ama nasıl yapsak?” Siyah parlak yeleği ve yana kaymış papyonuyla şaşkın bir penguene benziyordu. Muavinlik işinde, sorunları pervasız dayatmalar yerine kendi mahcubiyeti ile çözmeye çalışacak kadar yeni olmalıydı. Arkasında ise olsa olsa ondan 3-4 yaş küçük olan bir oğlan vardı. Ellerini önünde bağlamış sessizce bekliyordu....
Misafir Mezarlığı Gülser Arat
Ben bir Müslümanla evliydim, ama inancımdan hiç vazgeçmedim. Eşim de bana hep saygı duydu”, diye anlatmaya devam etti. Onu dinlerken, bakışlarımı diğer mezarlarda dolaştırmaya başladım. Hepsinde haç işareti vardı. Aleksandra’nın hariç. Oysa o koyu katolikti, biliyordum. Kızına doğru döndüm. Kısık bir ses tonuyla, “Niye onunkin de haç işaret yok?” “Unutmuşuz evde bir tane var. Onu getirip yapıştıracağım. Mamma hep yanında taşırdı. Bir daha ki gelişimizde artık,”dedi. Aleksandra olumlama şeklinde bana baktı. Sabırsızlandığını hissediyordum, içi içine sığmıyordu anlatmak için. ...
Sünnet Nazmi Bayrı
2019 Yaşar Kemal Anadolu Halk Bilimleri Akademisi Özgür İnsan Öykü dalında ödül alan Öykü:Değirmeni yapıp bitirdiğinde orak ayı geride kalmıştı. Bozkır uyuşuk bir dinginlik içindeydi. Şemsi’nin gök bakışlarından kasabadaki kızların yüreği eriridi. Ama onun gözü Elif’ten başkasını görmezdi. Boylu bosluydu Şemsi. Değirmenin kuytusundaki ceviz ağacının dibinde Elif ile buluştuklarında; Elif kendisine, göğüslerinin arasından çıkardığı mor işlemeli beyaz bir mendil vermişti. O günden beri mendili cebinde taşıyordu. Tenha yerlerde çıkartıp uzun uzun kokluyor, iç geçiriyordu… Elif’i ailesinden istetse, kendisine vermeyeceklerinin ayrımındaydı....