...
Başlık : SIZINTI
Yazar : Betül İğdeli

Gazetecinin Ölümü adındaki siyasi polisiye; romanının kahramanı Selin Uygar’ı, Salı günü sabahın dördünde bilinmeyen bir numaradan arayan kişi bir Türk Gazetecisi olan Vedat’ın öldüğünü söyleyerek telefonu kapatmasıyla başlar. Gazetecilik alanında saygın bir ismi olan Selin, bu haberin kötü bir şaka olmasını diler. Ancak Vedat, önemli bir haberin peşinde koşarken öldürülmüştür. Vedat’ın ölümüne yol açan haberleri sızdıran John Dike Selin’le de çalışarak bilgileri Türkiye’de yayınlatmak derdindedir. Selin Ortadoğu’ya  ikinci dünya savaşından bu yana en büyük silah sevkiyatının yapılacağı  sızıntılarını  haberleştirirken Türkiye’deki komplo teorilerini  aratmayan bir  girdaba kapılır. Tehlikenin farkında olmasına karşın gazetecilik refleksi ve Ülkede ve Ortadoğu bölgesinde çıkarılacak savaşı engellemek isteyen Selin Uygar  oniki günlük nefes kesen bir maceranın sonunda terörist olarak damgalanarak Amerika’dan kaçacaktır.

Vedat’ın cesedinin bulunması üzerine kahramanımız olayı haberleştirir. Daha önce Vedat hakkında bilgi almak için karşılaştığımız çok konuşan ancak bilgi vermeme konusunda uzmanlaşmış Basın Ataşesi Fuat Bey ile tanışırız. Konuşma sırasında romanın ikinci kurbanı Vedat’ın yakın arkadaşı Mehmet’in Bağdat’a atanmak isteyerek ortadan kaybolduğunu öğreniriz.

Vedat’ın ölümünü haberleştirmesi üzerine  Ateşe Selin’i ziyarete gelecektir. Kendisine yardımcı olacaklarını bunun için işbirliği yapmasını bunun için de haberleri onlar istediği zaman yazmasını isteyecektir. Her hükümetin kendi medyası ve dalkavuklarını yarattığı Amerika’nın da Irak savaşında yaptığı, Türkiye’den de gazetecilerin katıldığı iliştirilmiş gazetecilik gibi bir çeşit iliştirilmiş gazetecilik önerisini  kahramanımız ret edecektir.

Roman küresel dünyanın başkenti “herkesin aynı fırından ekmek yediği küçük köy “ olarak betimlenen siyasetin başkenti ve habercilerin cenneti  olan Washington ‘da geçmektedir. Gazetecilerin arasında emlakçılık , araba satıcılığı gibi işlerle uğraşan kişiler de vardır.  Önemli iş adamları için Washington’daki güçlü isimlere aracılık yapmaları  yetmezmiş gibi kendi kişisel çıkarları için haberleri şekillendirmek, hatta “silah ticaretine” giren  ve  sansasyon peşinde koşan bazı  gazeteciler de vardır.

Elçilikte Kültür Ataşesi görünen MİT elemanı Mehmet’in çift taraflı çalıştığından şüphelenilir. Sakladığı İbrahim adı kimliğinin açığa çıkması şantajı ve  kim olduklarını bilmediği Bakan yardımcısının adamlarından aldığı paralar gözünü kamaştıran adam, yakın arkadaşı  Vedat’ın ölümüne yol açmış ve  onu Selin’in peşine takarak öldürmek  istemişlerdir.

Ali vatanı ve sevdiği kadın için canın feda etmekten çekinmeyen gazeteci olarak görünmekle birlikte aslında Mehmet’i takip için gönderilen bir ajan olduğundan Selin’le yolları kesişir Yalnız kalan  Selin yaşadıklarını paylaşmayı ve  aradığı korunmayı onda bulacaktır. Selin’in  başı derde girdiğinde onu kurtaran  Ali ile Selin  birbirlerine aşık olacaklardır. Bu imkansız bir aşktır, Selin bir gazetecidir, sevgilisi ise sırlarını kimseye vermemesi gereken bir ajan. Ancak  aşk her zaman bir şeylere rağmen yaşanan bir beraberliktir.

Romanda üçüncü kurbanı, Selin’in Dışişleri Bakanlığındaki kaynaklarından Tyler Gordon , intihar etmiş gösterilerek öldürülecektir. Tyler  kendisine erişim yetkisi verilmeyen bilgilere ulaşarak Blackhawk şirketinin bilgilerine sahip olması yüzünden Başkan Yardımcısının adamlarının peşine düşmelerine yol açacaktır. Selin Tyler’ın  taşınabilir belleğinden silah sevkiyatı yaptığını öğrendiği şirketin bürosuna giderek bilgi almak istediğinde “Camdan bir kale “ metaforuyla  şeffaflığın ironisini yaptığı gökdelende bayıltılarak bir askeri üsse götürülecektir.

Bu yapıtta, kahramanımızla Türkiye’nin ABD ile komplonun aydınlatılması için hayatı pahasına uğraşan bir siyasi gerilimi yaşarız. Sızıntılarla gelen belgelerle de  kitap bir  gazetecilik araştırmasını  çağrıştır. Günümüzdeki polisiyelerde gerilim “ dünyayı yok etmek isteyenlerle korumak isteyenler arasında” geçmektedir.

Kitapta cinayeti araştırarak katili ortaya çıkaran klasik dedektif romanlarda gördüğümüz dedektif ya da polis yoktur. Romanın kahramanı bir gazetecidir. Bölgedeki savaşı önlemek bildiklerini yayınlamaktan geçmektedir..

Siyasetteki  yalancı, çıkar üstüne kurulu gücü elinde tutarak  kamu oyunu aldatanları  romanda Başkan Yardımcısı Dick Redford  ve Türkiye Başbakanı Cevat Koç temsil etmektedir. Cevat Koç Türkiye Başbakanı olarak Ortadoğu’da bir güç olma sevdasındadır. Romanda Amerika’ya karşı  görünerek bölgesinde savaş çıkarmak isteyenlerle işbirliğine gitmektedir. Orta çağda kale kapılarının kırılmasında  kullanılan koç başı figürü ile alegorik olarak Ortadoğu’da bir savaşın başlatılmasına alet olan makyavelist bir politikacıyı temsil etmektedir.

Başkan Yardımcısı  kendini ülkesinin derin devletini kendi tanımıyla öz devletini koruyan seçilmiş bir kişi olarak tanımlar. Engel olmak isteyenleri deşifre edecek  kişileri de aptallar olarak niteleyerek ortadan kaldırtır. O dünyanın kaderini değiştirecek bir mesihtir.  Aslında Ortadoğu’ya, silah sevkiyatını yapan Blackhawk Şirketin başındaki  Seth  Cole   ile Dike Redford yakın okul arkadaşlarıdır ve Redford şirketin ortağıdır. Amerikan Başkanını  demokratik, barışçı ve insan haklarına saygılı zayıf ve hayalperest bir adam olduğunu düşünerek bypass edecektir. Savaşı bitirmek isteyen Başkan haberi olmadığını söylediği belgeleri çoktan imzalamıştır.

Selin’le yaptığı yayınlanamayacak röportajın sonunda sızıntının kaynağını öğrenmek isteyecektir. Gazetecinin de onun hakkında bir şey bilmediğine inanmaz. Selin’in idealist bir gazeteci olarak görünmek istediğine yorarak  Guantanamo esir kampına göndereceğini söyler.

            Selin’in askeri üsten çıkarken kimliğini öğrendiği, sızıntıların  kaynağı dedektif romanlarından çıkmışçasına pardösüsüyle dolaşan yüzünün görünmemesi için geniş kenarlı bir şapka takan aniden ortaya çıkıp bir anda kaybolması yüzünden kahramanımız tarafından hayalet adam  olarak adlandırılan John Dike takma isimli adamdır. Aslında  Washington’un kara kutusu olarak tanınan  bir beyaz saray çalışanıdır Assange, Manning, Snowden gibi siber dünyamızın sızıntıları yayan savaş karşıtı bir kahraman değildir. J :D , siyasaL konjoktüre göre çıkarlarını gözeten bu çerçevede gazetecileri manipule eden sinik  bir adamdır. Kimin için çalıştığı ise belirsizdir  Sorulduğunda  “ Önce kendim, sonra patronum sonra da ABD “ diyecektir.

İnsan  öldürülmesi  en büyük suçtur. Kadim dinlerde ve modern kültürlere göre insan hayatı kutsaldır, dokunulmazdır. Ancak  dinlerde de modern kültürlerde de bu yasağın istisnası savaşlardır.  Günümüzde de  savaşlar maddi çıkarlar için yapılmaktadır. Demokrasi ya da barış getirme iddiasıyla yapılan askerî harekâtların aslında maddî zenginlik ya da maddî zenginlikleri güvenceye alan jeopolitik üstünlük kaygılarıyla  çıkmaktadır .

Zizek “Karl Marx, Alman saltanatı için, “yalnızca kendin inandığını hayal ediyor ve dünyanın da aynı şeyi hayal etmesini talep ediyordu” .”İktidardakilerin ayıbını göstermek bir silaha dönüşebilir “Bu günde küresel düzenin efendileri karşımızda utanmaz bir sinizmle demokrasi, insan haklarına inandıklarını yalnızca hayal etmekteler. “, demektedir. Sızıntılar kitapta da belirtilen “çok tehlikeli bir silahtır”. Gazeteci olarak Selin’in  yegane silahı kalemidir.

Kitap ben dilinde yazılmamakla birlikte Selin Uygar’ın gözünden aktarılır. Gazetecilik yapması nedeniyle  mekanları ve olayları aktarmanın özeliklerini kullanmakla birlikte ayrıntılara girmekten ,uzun tasvirlerden kaçınan  daha ziyade olaylara odaklanan, bir uslupla karşılaşırız. Yazar,” tasvirlerin özellikle polisiye romanda tempoyu düşürme ve okuru olayın sürükleyiciliğinden koparma riski olduğunu” düşünmektedir. Polisiye roman kahramanları erkek ve genellikle polis olurken kahramanımızın bir kadın gazeteci olması nedeniyle   odaklanmayı cinayetlerden uzaklaştırarak dünyayı yok etmek isteyenlerle korumak isteyenlere çeken bir gerilimle karşılaşırız. Kalyanamkara et Papamkara (İyi Düşünceli Prensle Kötü Düşünceli Prens) adlı  Uygur  körünçünde (Tiyatro) mutlak mutluluğu arayan  bir Bodisavat(Buda adayı) olan İyi Düşünceli Prens okyanuslara/manevi derinliklere girip yeryüzündeki  eşşiz çintamani incisini (düşünce mücevherini/mutlak hakikati) bulmak ister. Böylece yeryüzünde bulunan tüm canlıların istekleri yerine gelecektir. Bunun için tek başına kalsa da hayatı pahasına yola devam edecektir. Günümüzde gücü elinde tutanların propaganda makinası olarak çalışanlar  ve çarpışanlar  olarak iki medya cephesi var. Selin de sansürle, baskıyla, tehditlerle engellenmelere  karşı tarafsız haber yapan günümüzün çintimanisini arayan gazeteciler arasında yer alır .

Polisiye okuru,  kitabın kahramanı dostu  arkadaşıdır. Katilin hedefi olabilecek kahramanın  ölmemesini ve sürükleyici öykülerinin yeni kitaplarla sürdürülmesini bekler. Kahramanımız Doğunun Batıya ,Batının Ortadoğu’ya geçiş noktası, olarak gördüğü İstanbul’a dönecektir. Süriye’deki savaş nedeniyle kaçak politikacılar, ajanlar, mafya, radikal İslamcıların kaynadığı bir yer haline gelen İstanbul’da da yeni romanların kahramanı olarak cinayetlerin izini sürecektir.

 

 

KAYNAKLAR

Gazetecinin Ölümü/ Elçin Poyrazlar/ İthaki Yayınları
ODA TV söyleşisi http://odatv.com/biyikli-iktidara-baskaldiri-1706161200.html
Elçin Poyrazlarla Gazetecinin Ölümü Cumhuriyet Kitap Eki
 Http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kitap/94991/Elcin_Poyrazlar_dan__Gazetecinin_Olumu_.html

http://haber.sol.org.tr/toplum/elcin-poyrazlarla-kara-muska-uzerine-

Hürriyet ile söyleşi http://www.hurriyet.com.tr/kafaniza-silah-dayansa-ne-kadar-tarafsiz-olabilirsiniz-40136396 07/07/2016

Slavoj Zizek cev: Işık Barış Fidaner”Buluta Özgürlük”, Bilgisayar Mühendisleri odası bm dergi Eylül, 2013

 

Sayfa : 5