...
Başlık : Merhaba
Yazar : Gülçin Manka

Ünlü varoluşçu düşünür Jean Paul Sartre,  “Yazmak, Niye Yazmak”  başlıklı yazısında şöyle der:  “…Eskiden edebiyatın salt bir değeri olduğunu, bir insanı kurtarabileceğini, ya da sadece insanları  değiştirebileceğini (Bu olabiliyor bazı koşullar altında) sanırdım. Bütün bunlar bana eskimiş geliyor  artık. Bu düşleri yitirdikten sonra insan yine de yazmaya devam ediyor, çünkü, psikanalistlerin dediği gibi, varını yoğunu yazıya yatırmıştır. (…) Ama, bir inancım kaldı, bir tek inancım. Ondan vazgeçmeyeceğim: Yazmak, herkes için bir ihtiyaçtır. Yazmak, haberleşme ihtiyacının en üstün şeklidir.”

Kendisi de yazdıklarıyla ölümsüz olmayı başaran Cemil Meriç ise, “Ruh, yazının icadından beri ölümsüz.” diye ifade etmiştir yazının önemini. Kaçınılmaz sona meydan okumak mıdır; Sait Faik’in “Yazmasaydım, delirecektim.” dediği gibi, yaşanan gerçeklikler karşısında kendini sağaltmak mıdır bilmem ama insan için bir şifa kaynağı olduğu doğrudur yazmanın.

Yazar Dergisi’nin ikinci sayısında size bu duygu ve düşüncelerle merhaba diyoruz. Eylül ayının eğik açılı  gün ışığıyla, erken kararmaya başlayan havalarla baş etmenin en güzel yolu, yazmak belki de.

İkinci sayımızın konusu, Polisiye Edebiyatı. Konuk yazarımız ise, Elçin Poyrazlar. Tek tanrılı dinlerde tarihin ilk katili olarak kabul edilen Kabil’den beri, insanın insanı öldürmesi, diğer bir deyişle cinayet, tarih boyu  karşımıza çıkan bir trajedi olmuş. Mevzu cinayet olunca, katil ve onu bularak adalete teslim etme görevini üstlenen kişi ya da kişiler bu üçlü sacayağının diğer ögelerini oluşturuyorlar. Polisiye de, yüzyıllardan beri bu konuyu işleyen bir edebiyat türü. İnsan için ölüm kadar öldürme ve öldürülme konuları da bir yandan korkutucu, dehşet verici, ama bir yandan da heyecan verici, gizemli, çekici olagelmiştir. Bu yüzden de polisiye edebiyatı tutkulu bir okur kitlesine sahiptir. Polisiye edebiyatının tarihi gelişimini anlatan yazıyı, bu sayımız için arkadaşımız  Filiz Bilgin kaleme aldı.

Konuk yazarımız Elçin Poyrazlar, iki polisiye romanından sonra, üçüncü romanı “Mantolu Kadın”ı,  ülkemizin en büyük trajedilerinden biri olan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddeti konu alan  “DomesticNoir” (Domestik şiddet) türünde yazmış. Yazarımızla söyleşiyi, arkadaşımız Aslı Zorba  yaptı. Ayrıca, yazarın eserlerine ve polisiye  türüne ilişkin diğer yazılarımızı da dergimizde ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Gelecek sayımızdaki konuğumuzu da şimdiden fısıldayalım: Fadime Uslu.

Dergimizdeki öykülerle şiirleri keyifle okumanızı diliyoruz. Ayrıca, web sayfamızda Serdar Koç’un kaleminden “Esrik Roman”ın devamı ile Kıvılcım Öykü köşesinin fotoğrafı için Aslı Zorba’nın yazdığı öykü var. Yeni öyküler için paylaştığımız kıvılcım ise, bu kez kısa bir paragraf. Yazma tutkusu damarlarında dolaşanlarımız için ilgi çekici ve ateşleyici olacağını umuyoruz.

Yazar Dergisi, uzun yıllar sizlerle birlikte olmayı umuyor, tabii siz okur ve yazarlarımızın desteğiyle… Kasım ayında yine görüşmek üzere diyor, bol okumalı ve yazmalı günler dileğiyle,  hepinizi sevgiyle  selamlıyoruz

Sayfa : 2