Okulöncesi Dönemde Çocuk Edebiyatı Yazarı Ayşin Bumin İpek...

Okulöncesi dönem, annenin hamileliği ile başlayıp ana okuluna kadar devam eder. Bu dönemde annenin bebeğine ilk sözcükleri, ses tonu, duyguları ve beden dili o minicik yavruya ilk sanat- edebiyat tohumlarının atıldığı zamanlardır. Murathan Mungan’ın “Biz büyüdük ve kirlendi dünya…” ...

1981 yılında Hacettepe Üniversitesi “Çocuk Gelişimi ve Eğitimi” Bölümünü bitirdi. 1993 yılında “Okul Öncesi Çocuklarının Matematiksel Kavramlardaki Başarılarının Cinsiyete Göre Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi” konulu tez çalışması ile “Çocuk Sağlığı ve Eğitimi” bölümünden ’Bilim Uzmanlığı’ derecesini aldı....

Ayşin Bumin İpek; Eğitimci bir kadın, eş, anne, sıkı bir dost, çocukları yürekten seven, onlarla saklambaç oynayıp, kaydıraktan kayan, merhametli, nazik, hatırnaz, vefalı bir insandır. Sağlık sorunlarıyla uğraşırken yaşamın hiçbir alanındaki etkinliklerden vaz geçmeyen, karınca gibi çalışkan, kelebek kanadı kadar renkli ve naiftir. Söyleşiyi yüzyüze yapamasak da gönül gönüle, görüntülü görüşmelerle kırk yılın verdiği arkadaşlıkla çay- simit kıvamında gerçekleştirdik. Okurlara kreş- yuva neşesini sesli veremesek de çocukluğunuza ve çocuklarınızı büyüttüğünüz günlere götürmek istedik. Şurada bir çocuk kıkırdıyor, duydunuz mu?...

Bulut Yazar Dergisi’nden çocuk edebiyatına ilişkin bir çalışmamı paylaşmam konusunda davet aldığımda aklıma sizlerle TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları Komisyonunda çalıştığım yıllarda değerlendirilmek üzere komisyona gelen bir kitabın hazırlanışına çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı olarak verdiğim katkı ve fen bilimleri alanında çalışan ve bilimsel araştırmalarını Anadolu Yer Sincapları üzerinde yapan yazar ile çalışırken iki farklı bilim dalı uzmanları olarak birbirimizi nasıl beslediğimiz geldi. Yazar ile beraber kitabın içerik tanıtımını bildiri şeklinde hazırlamış, çocuk ve iletişim konulu bir kongrede keyifle sunmuştuk, ilgiyle de izlenmişti. Kitap, takip eden aylarda TÜBİTAK tarafından basılmıştı ve baskısı halen devam etmektedir . Bu makalemde kitabı tanıtan bildirimizden özet bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Kitap o zaman henüz okuyucuyla buluşmadığı için bildirimizi bir dilekle bitirmiştik o dileğimizi de okumanızı arzu ettiğim için silmedim. TÜBİTAK Erken Çocukluk Kitaplığının kuruluşunda çalışırken kitapların arka kapağına hep yazılmasını sağladığım sözlerim şöyledir: “Bu kitapları okulöncesi dönemdeki çocuklarınıza okuyarak anlatabilirsiniz. Çocuklarınız okumayı öğrendikten sonra aynı kitapları kendi kendilerine okuyup tekrar değerlendirebilirler.” Gelengül Haktanır, Prof. Dr. ...

Edebiyat; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığıyla estetik bir şekilde ifade etme sanatı olarak tanımlanıyor. Çocuk edebiyatı ise çocukların duygusal, düşünsel gelişimine katkı sağlayan, onların hayal dünyalarını kelime dağarcıklarını genişleten sorun çözme kabiliyetlerinin gelişmesine katkı sağlayan yaş düzeylerine uygun yazılı ve görsel eserlerdir....

Çoğu insanın hayatında bir dönüm noktası olur. Yazarımızın dönüm noktası da çocuklar için yazmak olmuş. 1995 yılında yayımlanan yazarın bu ilk eğitim setine Kök Yayıncılığın raflarında rastladık. Yapıtlarını tükenmez bir coşkuyla ilmek ilmek örmüş, bilimsel birikimini çocukların yararına olsun diye paylaşmıştı...

Çocuklarımız çok kıymetli ve değerli, her çocuk kendine göre özel, onların davranışlarını çok iyi gözlememiz gerektiğini, bazen farklı nitelendirsek de davranışında beni görün, beni anlayın, bana sevildiğimi, önemsendiğimi hissettirin, size ihtiyacım var, sizi çok seviyorum mesajı olduğunu lütfen göz ardı etmeyin....

Çocuk Gelişimci, Okul öncesi çocukları için uygulama kitapları yazarından Okul öncesi çocuk edebiyatı...

Masal denilince yüzler gülümser, eskilere, çok eskilere gider ruhlar, ‘kim anlatmıştı ilk masalı, en sevdiğim masal hangisiydi derken zihin “masal” sözcüğüne odaklanır.  Masallar çocukları, büyükleri büyüler, bambaşka yerlere, maceralara götürür, inanılmaz ama dinleyen, okuyan merak eder, mutlu olur, düşünür, çok beğendiyse de devamını ister....

 Bir söz sanatı olan şiirin özellikle çocukların dil gelişiminde, sözcük dağarcıklarının zenginleşmesinde, hayal dünyalarının güçlenmesinde   önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Ayrıca dil becerileri gelişen çocukların kendilerini rahatça ifade edebildiklerini... ...

Anne- babalar, nineler-dedeler, öğretmenler ve doğum günü, bayram, yeni yıl ya da bir çocuğu mutlu etmek için hediye almak isteyen arkadaş, eş-dost, akrabalar! Bir çocuğa alınacak en güzel hediye kitaptır. Okulöncesi dönem çocukları ...

Söyleyeceğim o kadar çok şey var ki her gün sanallaşıyor ve ben sanallaştıkça sanki içimin kuruduğunu hissediyorum. İnternet gazetelerinde her gün yayınlanan doğa belgeseli haberler gibi. Sanallaşma sokağa hâkim olan endüstrileşmenin insanları eve kapamasının bir aracı gibi geliyor bana ve arkadaşlarımla arama giren mesaj kümelerinden ve tümünü yanıtla seçeneğini kullanarak verdiğim yanıtlardan nefret ediyor ve yeter artık daha fazla sanallaşmayalım diyorum....

..Son haftalarda Sinan’ın hiç açılmayan yüzü, hayat böyle işte, sonra, dalgınlığı, gelinlik provasına gelmemesi, perdeler, oturma grubu, halı ve -hayat böyle işte-, düğün yeri, davetliler, nikah şekeri, ikram edilecek yemekler, vs. vs bütün ayrıntıları kendisine bırakması, hep sen karar ver, sen bilirsin, HAYAT BÖYLE İŞTE! Üstüne giydiği damatlığı denemeden alması…...

Yaşlı adam karakolda ifade veriyordu. Genç kadın komiser ise hiç de sempatik olmayan bir tavırla şüphelinin verdiği ifadeyi bilgisayara geçiriyordu. Karşısında yine suratına bakmaktan iğrendiği genç kadınları taciz eden sapık ihtiyarlardan biri vardı. Aslında eski zamanlar olacaktı ki moruğu......

...İki grubun yaşları birbirine yakındı, kısa süre sonra masalar arasında sohbet başladı, Artist Necati sözü kimseye bırakmıyor aklı sıra rehberlik yapıyordu. Neşeli sohbet, sorular ve cevaplarla ilerlerken, gelenlerin yirmi kilometre ötedeki ören yerinde çalışan arkeologlar olduklarını öğrendiklerinde biraz şaşırsalar da belli etmediler...

Beeen zappık, beeen zappık” diye bağıra çağıra, etrafta koşuşturup duruyordu üç yaşındaki Bekir. Bir taraftan da, üzerine ...bindiği hayali atını, kamçı niyetine elinde tuttuğu ince değnekle sürüyordu. Zappık olmak kolay değildi tabii, çoktu işi. Bekir’i zappık, yani zabit rütbesine...

Kızım az sonra gelir. O gelince ben saklanırım. Nereye saklandığımı, beni nerede bulacağını bilir. Bugüne dek hiç yanılmamıştır.                 Bir gece yarısı yağmurla doluyla bastırıyordu karanlık. Odanın içi sıcaktan kavruluyordu. Dışarıdan gelen dalga sesi iyice yaklaşmış, endişe veriyordu. Pencereden baktığımda suya yansımış......

Günlerdir düşünüyorum. Sonunda bugün yazmaya karar verdim. Yarın geç olabilir. Bugün için yazma vakti dedim. Vakit dediysem bir anlam vererek dedim. Yoksa bugün de diğer günler gibi yaşanır giderdi; ama ben bugünü değerli kılmak istiyorum. Sıradanlıktan çıkarıp......

Evin içinde sonbahar öğlen rüzgarı açık pencerelerden efil efil esiyordu. Kadın, pencerenin önünde oturur vaziyette, zihninde ne yapacağını bilemez halde düşünüyordu. Aslında yapacak şeyler ne de çoktu, evi temizlemek, oğlanı okuldan almak, evde ders çalıştırmak, yemek yapmak sofrayı kurup kaldırmak…...

ELLAHAM -Doktorlar ameliyat başarılı diyor ama hasta başarısız ellam. -Köpoğlu, ileri geri konuşuyor, sankim dohtordan eyi bilcek....

iki ayağın uyumu gibiydiler, karşılıklı, iki elin, iki gözün, ayaklarının uyumundan öptüm, ayak bileklerinden…...

    Kanlıburun’u aşan kuşlar/ Korkuları kursaklarında./  Gördüler ilk/  n çekişen gemi enkazlarını....

yeşil küçük kağıtlar uğruna/ peşinden koşturduğun işler/ önünde secde ettiğin adamlar/ ve sana tapınanlar // nerdeydi benim babam...

Essin kralı rüzgârın, Altar'indan, Yüce Zeus'un, Sütüven'in, Doyran'ın suyu karsın, karışsın......

dağların desenli elbisesinin/ yakası erken açılır sabahları/ çayın ağzından akan suyun) sesi hep yaralı...

En büyük yalan doğrulardan üreyendir. Hiç olmayanlarla değil gerçeklerle bezenendir. En yakını bir anda hiç edendir. Güven denizinde boğulduk hatırla!...

bu gözler beni delirtecek kasım akşamları/ bu göçmen gözler düşecek şu sallantılı binadan aşağı/ bir an dalsam bir tarafa baksam kalakalsam/ bıçak sırtında geziniyor bana yabancı bir akşam...