Editörden… Aslı Zorba
Takvimler 24 Şubat’ı gösteriyordu Rusya, Ukrayna’yı işgale başladığında. Savaş olacak mı? Olmayacak mı? Kim ne açıklama yapmış derken kendimizi savaş görüntülerini izlerken bulduk. Yıkılan evler, sığınan insanlar, ağlayan çocuklar, toplu mezarlar… Görüntülere ve düşüncelere daldığım bir an sohbet etmeyi çok sevdiğim bir arkadaşımın sözleri çınladı kulaklarımda. “Her şey ne kadar da çabuk değişebiliyor. P...
“YAZMAK, BİR İNANDIRMA BECERİSİDİR” Aslı Zorba
Göçün kadınlarda, çocuklarda ve erkeklerde yarattığı etkiler farklıdır. Fiziksel acı ve ağırlığı taşımanın dışında göçle gelen kadın, kültürün ve geleneklerin de taşıyıcısıdır. Başka bir geçmişe, başka kültürel özelliklere sahip bireylerin “geldiği” yerde tutunabilme çabaları devam ederken mazi ile aralarındaki köprünün de sağlam kalabilmesi, en çok kadınların gayretiyle gerçekleşiyor....
Saçları Deli Çoruh: Kevser Ruhi'nin Öykülerinde Göç Olgusu Gülçin Göktay
“Dağ düşman oldu o günden sonra. Orman sustu. Yolların insafı kalmadı. Her şey yeşil bir perdenin ardında dondu ve orada kaldı. Bütün bunların yanında Padi ile Cemal'in aşkı önemsiz bir ayrıntı. Aynı dere yatağında iki kum tanesi onlar. ”...
“ Düş güzel gerçek hoyrat” Filiz Bilgin
Ailesi Batum’dan göç eden Kevser Ruhi’nin kitaptaki öykülerinde bir göçün yaşattığı acıları hissetmek her an olası. “Kehribar Kadınlar,” öyküsünde “Saçları omuzlarından dört belik dökülen, ceylan gözlü kızların Batum’dan gemilerle bilinmeze başlayan yolculuğunda, limanlar keder yükleyip, hüzün boşaltıyordu.” ...
RENKLİ TÜRKÇE SİNEMASKOP Ve ÇOCUKLAR Elçin Toker
Kitap adını ilk hikayesinin adından alıyor. ‘Renkli Türkçe Sinemaskop’. İki gencin yıllar sonra çocukluklarının geçtiği kasabayı ziyarete gelmesiyle başlıyor. Hikaye içinde; başarıyla bugüne gelmiş gençlerin içindeki capcanlı duran eskiye özlemi, dostluğu, güveni barındırıyor. Her hikayesinde aklıma düşen anlamlı cümleleri var Kevser Ruhi’nin....
Tavhane Çocukları Betül İğdeli
...göçmen çocuklar iletişim için ana dilini kullanamamaktan iletişimde zorlanmaktadırlar. Çocuklar sosyalleşememekte ve eğitimlerini tamamlayamamaktadırlar. Antik dönemde Ispartalıların dilsizleri uçuruma itmeleri gibi kamuoyu onların sorunlarını görmezden gelmektedir. Kimsesiz göçmen çocukların çoğunluğu çetelerin eline düşmekte ve yasadışı işlerde kullanılmaktadır. Yıllar önce kaybolan küçük Ayla gazetelerin manşetlerinden düşmezken, günümüzde çocuklara ilişkin haberler gazetelerin üçüncü sayfalarında bile yer bulamamaktadır. ...
GÖÇ VE Y/OL Ü.Gülsüm Bülbül
Buradaki sözcükleri okuyunca sanırım zihniniz hemen bambaşka şeyler düşünmeye başlayacaktır. Biz buna zihin yolculuğu dersek; göç, göçmen, göçer, göçebe, göçkün, iç göç, beyin göçü, kültür göçü, ruh göçü, mübadele, mübadil, Alman’cı, sürgün, gönüllü sürgün, kendine gidiş, hac da zihnin yolcularıdır. Bu sözcüklerin anlamını sözlüklerde bulabiliriz. Bu yolda, yolculukta neler oluyor, onu anlamaya çalışalım....
“Sazlıkların Arasında” Gülçin Göktay
“Sırtüstü olmam büyük şans. Buzdolabında çok üşüdüm. Neyse ki bir gece vakti, ılık suyla buluştum. Önce dibe vurdum. Aşağıdaki canlı dünyayı bırakıp yukarıya çıkmak zor geldiyse de yukarıda parlayan binlerce yıldız korkumu geçirdi. Bakış açımla gökyüzünü yusyuvarlak bir tas gibi görebiliyorum. Dolunay yok çok şükür! Yoksa yine utandırırdı beni, erkek bakışlarıyla!”...
GÖKYÜZÜ YERİNDE VE YİNE MAVİ MİYDİ? Emine Aydoğdu
Evin gıcırdayarak açılan tahta kapısından omzundaki tüfeği bana doğrultan kadını görünce irkildim. Kollarımı istemsiz yukarı kaldırdım. Gözlerinden ateş fışkırıyordu. “Uzaklaş buradan. Bir adım daha atarsan mıhlarım.” Ne tuhaf bir durum. Ölmekten hep korkardım. Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum. Korkum sanki yok olmuş. Hatta, ölümün nasıl bir duygu olduğunu merak etmeye bile başladım. Bir adım atıp, merakıma yenilsem mi acaba?...
K.A Diye Biri Nurcan Balıbey
Kararlı dört kişi biraz korku, biraz tedirginlikle içeride dolaşıyordu… herkes yeterince gergindi. Dolaşırken, attıkları her adım tedirginliklerini daha derinleştiriyordu. Ben omzumu çürüten, yükün altında ezildiğime aldırmadan işimi yapmaya çalışıyordum. Böyle, zamanlarda dedektif romanlarındaki kahramanlar gibi gerçeği ortaya çıkarmak için aksiyon peşinde buluyordum kendimi....
AİLE FOTOĞRAFI Emine Çürük
Kapının kapanmasıyla uyandım. Son günlerde hep buna benzer rüyalar görüyordum. Oysa ne güzel başlamıştık. Tanıştığımızda gözlerimi ondan alamamıştım. Uzun siyah saçları, gülüşü, en çok da yosun gözleriyle etkilemişti beni. Ben de fena sayılmazdım. Yakışıklı, kültürlü, kısacası kızların dikkatini çekebilen biriydim. İlk yıllar güzeldi, mutluyduk. Birbirimize inanıyor, güveniyorduk. Ama…...
KEMAL’İN DOĞDUĞU YER Ş. Didem Keremoğlu
Sisli bir sabah, trafik çok ağır akıyor. Arka koltukların üstü dahil bir sürü hırtı pırtı yüklenmiş arabaya. Viraneye dönmüş bir evin, bir hayatın son yaşanmışlıkları… Ruganı çatlamış çantası kucağında, ayaklarını bileklerinden çaprazlamış; hüküm sürdüğü saltanat çoktan yitip gitse de asaletinden hiçbir şey kaybetmeyen bir kontes eskisi gibi kurulmuş yanımdaki koltuğa... ...
BIÇAK SIRTI ÖYKÜLER (cimcik öyküler) Serdar Koç
KÜBA VE CHE Küba paralarında suretin var, Dr. Ernesto (Che) Guevera De La Serna; Oval çenen, dolgun dudakların, biçimli burnun, tutkulu gözlerin, alnındaki çizgi ve hemen üzerindeki kızıl yıldızlı şapkanla iki yana taşan gür saçların, cesur ve gururlu çehren, devrimci ve olabildiğine devrimci. Sen ne güzel bir delikanlıydın; Dr. Ernesto (Che) Guevera De La Serna. (Sizinkiler, paranın saltanatını yıkamadı henüz daha ama kolay değil, samimi gayretteler)...