...
Başlık : ZAMANIN AYNASINDAN  YEDİ UYANIKLAR
Yazar : Elçin Toker

Harfler, onlar hep aynıdır.
Sadece konulduğu yere göre farklı anlamlar taşır.
Ancak, okuyunca farklı duygular yaratır.

Yazar Ali Günay’ın “Bir zaman kesitinde tanık olduğum ve zamanın aynasından belleğime yansıyan bazı olay ve durumları dilim döndüğünce bu kitapta aktarmaya çalıştığım” dediği Şubat 2022’de yayımlanan “Zamanın Aynasından” adlı kitabı ile hepinize merhabalar.
Bu eseriyle günümüz Türkiye’sindeki olayları öyküleştirerek bize sunan Ali Günay’ın bugüne değin çocuk ve yetişkinler için hazırladığı öykü, şiir, özlü sözlerden oluşan edebi eserleri bulunmaktadır.
Kitap, 31 Mart 2008’de öldürülen Giuseppina Pasqualinodi Marineo (PIPPA BACCA) nın anısına yazılmış “Savaş’ın Gelini” adlı öykü ile başlayıp “Öykücük” isimli kısacık bir öykü ile sonlanmaktadır. Okuyucunun da anılarının kutusunu açtıran toplam yirmi dokuz öykü. Her biri adı ile merak uyandıran, ilgiyle okunan bu öykülerin ikinci sırasında yer alan “Yedi Uyanıklar Çetesi” ile yazar okuyucuyu Cemo kod adlı çete reisi Cemal Delibaş ile tanıştırıyor. Ayrıca gazeteciye kılavuzluk eden oğlu ve mahallenin diğer çocuklarından bahsediyor. Dil çıkaran, el sallayan, zafer işareti yapan, saklıyı düğün evinde söyleyiveren yavrulardan. Çocukken her şey rengarenkti, hayallerimiz vardı sınır tanımayan, karanlıkları aydınlığa çeviren enerjimiz vardı. Dünya daha yaşanılası bir yer olsun diye çocuk gözüyle bakmaya ne dersiniz? Masumiyetin ta kendisi çocuklar nasıl kötü görebilir ki?
Cemo da, diğer hanelerdeki bireyler gibi dik yamaca dağıtılmış, ikişer üçer odalı, elektriksiz, susuz, kerpiç evlerden birinde yaşamaktadır. O, bir suçludur. Suçu ise mahallelerine valilik eliyle yapılan buzdolabı, çamaşır makinesi gibi yardım malzemelerini satmaktır. Ali Günay, televizyonda anlatılan Cemo ile gördüğü Cemo arasındaki farkı öykünün diğer kahramanı gazetecinin ağzından çete reisi Cemal Delibaş’a sonunda Cemal dayı diye hitap ettirerek bize elif elif anlatmaktadır. Ön yargılarımız bizi yanıltabilir. Gördüklerimin beni sağlıklı düşünmekten uzaklaştırır muhabbeti yaptığımda hep şu hikaye aklıma gelir.

 Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın varmış. Kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlamış. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmazmış. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da oldukça uysallaşmış.
Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğmuş. Tek başına tüm zorluklara göğüs gererek yavrusuna bakıyormuş. Günler geçmiş ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmış. Gelincik ile bebek evde yalnız kalmışlar. Aradan biraz zaman geçtikten sonra anne eve dönmüş. Eve geldiğinde gelinciği ve kanlı ağzını görmüş. Çıldırmışçasına gelinciğe saldırmış ve oracıkta öldürmüş hayvanı.
Tam o sırada içerideki odadan bir bebek sesi duymuş. Odaya yönelmiş. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında parçalanmış yılanı görmüş." (1)
Bir insan ömrünün ortalama yirmi dokuz bin iki yüz gün olduğunu düşünürsek bir günde böyle bir durumun yaşanma olasılığı ne olur acaba?
Bilgi ve cehalet birbirinin silgisidir.(2)

 

     (1) nrlstyle.blogspot.com/2012/06/gorduklerimiz-bazen-bizi-yaniltabilir
     (2) Günay, Ali., Söz Uçar, Kanguru Yayınları, Ankara, (2019),

 

Sayfa : 9