...
Başlık : “Anımsanmayan yok hükmünde midir acaba?”(*)
Yazar : Filiz Bilgin

Ali Günay’ın Çatlak Nar adlı kitabı dört bölümden oluşmakta. Bölümler Kıs(s)alar, Kıpkıs(s)alar, A-Z Öyküler ve Küpkıs(s)alar adlarını taşıyor. Yazar, bölümlere koyduğu bu adlarla okuyucuya öyküleri hakkında ipuçları da vermiş. Bir yandan öykülerin boyutlarına bir yandan da minimalize edilen anlatıda okuyucuya yüklenen işe gönderme yapmış.

“Kısa kısa öykü”, “küçürek öykü”, “minimal öykü”, “mikro kurmaca”, “ani öykü” veya kısalığı çağrıştıran başka başka adlar verebileceğimiz, gücünü anlatılandan değil anlatılmayandan alan toplam 128 kısa kısa öykü var kitapta.

Bir kısa kısa öykü yazarı, aktarmayı planladığı olayı detaylarına inmeden kişilerin ya da mekanın da ayrıntılı tasvirlerini vermeden ana hatlarıyla okura aktarır. Bu öykülerde zaman, mekan, kişiler, olay, kısacası tüm teknik imkanlar küçülür ve bunları tamamlama işi de okura bırakılır. Çatlak Nar, minimal öykünün ani başlayıp yine ani şekilde biten, dolayısıyla klasik anlatılardaki giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olmadan az sözle çok şey anlatma özelliğini taşıyan öykülerle dolu. Günay’ın uzun uzadıya değil metafor kullanarak, hemen birkaç cümleyle ama dolu dolu anlattığı aşağıda aktardığım Ekmek adlı öyküsünü burada örnek olarak vermeden geçemeyeceğim.

EKMEK

Romanı ikisi de okumuş beğenmişlerdi. Filmine gittiler “Başarılı bir uyarlama olmuş” dedi biri, “değil mi?”
“Cık” diye yanıtladı öbürü, “olmamış.”
“Neden?”
“Romanda ekmek sıcacıktı.”

Kısa kısa öykülerde gereksiz sözcükleri atıp sözcük ekonomisi sağlanırken öykünün ismi de kimi zaman metine dahil olur. Günay’ın “Ümit”, “Çözüm”, “Jilet” adlı öyküleri tam da buna güzel birer örnek olmuş.

Minimal öykü yapısı gereği şiirle benzer özellikler taşır. Taşıdığı tempo, dildeki ahenk, imgesel söyleyiş küçürek öyküyü şiire yaklaştırıl. Bu öykülerde şiirde olduğu gibi her cümlenin bir önemi vardır. Günay’ın örneklerini “Silgi” “Yar,Yar” “A/Kıllı” öykülerinde göreceğimiz gibi yoğun ve imgesel anlatımı ile dilde kullandığı ahenk, öyküleri şiire oldukça yaklaştırmış.

Çatlak Nar kitabının Küpkıs(s)alar bölümünde yazar, alışılmış kalıpların dışına çıkarak deneysel çalışmalara yer vermiş. Öyküler sözsel ve sessel olarak kulağa hitap etmelerinin yanı sıra göze de hitap ediyorlar. “Deltoid”, “Pramit”, “Kum Saati”, “Kısır (Olmayan) Döngü” adlı öyküler, cümlelerin/kelimelerin dizilişiyle, taşıdığı isimlerin şeklini ortaya çıkaran düzende kaleme alınmış öyküler. Yine bu bölümde kelimelerle ve harflerle oynanarak kurgulanmış bilmece tadında öykülere de rastlıyoruz.

Ali Günay, “Kırpık Öykü” adını verdiği öyküsünde öykü kahramanının, yazdığı öyküyü dallı budaklı bularak öyküyü güzelleştirmek için yaptığını “Hoca aldı makası eline. Dalını, budağını budadı. Çapaklarından arındırdı. Ağırlıklarından kurtarıp ayağa dikti.” diyerek anlatıyor. Bu öyküde anlatıldığı gibi keserek, kırparak, eksilterek, boşluklarla doldurulan öykülerine Günay, sürprizleri ve şaşırtmacaları da dengeli biçimde yerleştirmiş. Kısa kısa öykülerde her bir kelimenin, her bir cümlenin vaz geçilemez anlamı olduğundan Günay’ın “Kurtarıcı” adlı öyküsünü de sürprizlere ve şaşırtmacalara örnek olarak aşağıda olduğu gibi aktarıyorum.

KURTARICI
Neye uğradığını şaşırmıştı. Lokmasını yutamamış, havada sallanmaya başlamıştı. Bir ipin ucunda çırpındıkça parçalanıyordu ağzı. Bir martı pike yaptı. İpin ucundaki el geri çekmeseydi yem olacaktı martıya. İkinci bir el imdadına yetişti, ağzı iyice dağılmadan metal iğneden kurtardı.
Kurtarıcısına teşekkür borçlu kaldı.
Adam ise, bugün de açlıktan kurtulduk, diye homurdanarak şöyle bir tartıp sepete attı kıvranan kurtarıcısını. O da ona teşekkür etmedi, Allah’a şükür demekle yetindi.

Kısalığına bakıp minimal öykü yazma işi kolay gibi gözükse de genelde zordur. Okuyucuda çarpıcı etkiyi bırakmak için kısa ve öz anlatım, bilgi ve boşluk dengesi kurarak sağlanabilir. Öte yandan kendisine verilen fazla bilgi olmadığından okurun işi de minimal öykülerde zorlaşır. Her okuyucu edebi birikim ve yeteneğine dayanarak boşlukları doldurup kendi okuyucu tepkisini verir. Dolayısıyla Ali Günay’ın Çatlak Nar adlı kitabındaki ince işçilikle yazılmış “Kıpkıssa” öyküleri, her okuyucu kendine göre boşlukları doldurarak benim gibi keyifle okuyacaktır.

(*)Ali Günay, Çatlak Nar, Kanguru Yayınları, Ankara,2012 s.12

FİLİZ BİLGİN Kimdir?

Filiz Bilgin Adana’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Maliye Bölümünden mezun oldu. Özel sektör ve T.C. Ziraat Bankası’nda toplam yirmi beş yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Evli ve iki çocuk annesidir.

Çeşitli Yaratıcı Yazarlık Kurslarına katıldı. Katıldığı muhtelif yarışmalarda iki ikincilik ödülü aldı ve yine yarışmalar sonunda yayınlanan seçkilerde öyküleri yayınlandı. Ayrıca dergilerde öykü ve yazıları yayınlandı. ‘Öykü Sokağı’ adlı bir öykü kitabı vardır.

 

Sayfa : 10