...
Başlık : EDİTÖRDEN
Yazar : Ü.Gülsüm Bülbül

 

Her mart ayında hatırlanır, “Kadınlar Günü”. Kadınların eşit haklara sahip olma yolunda verdiği mücadelenin tarihi temelleri bu ayda atılmıştır. A.B.D New York kentinde 1857 yılında tekstil dalında kadın işçilerin olumsuz çalışma koşullarına tepki göstererek direnişe geçmeleri, fabrikaya kilitlenerek çıkan yangında ölmeleri üzerine Clara Zetkin’in önerisiyle Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edilir.

Türkiye’nin en önemli felsefecilerinden olan Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, kadın haklarının Anayasal bir hak olduğunun altını çizer. Kadının hakkı aslında insan hakkıdır. İnsan olmaktan gelen hak. “Hak” en anlamlı sözcüklerden biridir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre bireylerin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı durum, kazançlı hal anlamına gelmektedir. Toplumsal ve bireysel yaşam alanlarında böyle midir? Düşünmek gerekir.

Hak sözcüğü geniş anlamı ile alındığında “İnsan Hakları” başlığında toplansa da biz buna yaşam hakkı diyebiliriz. Şöyle ki; Kadın Hakları, Çocuk Hakları, Engelli Hakları, Hayvan Hakları, İşçi Hakları, Çevre Hakkı, Seçim Hakkı ve en önemlisi de Barış Hakkı’dır.

Kadınların, çocukların, hayvanların öldürülmediği, şiddete, işkenceye, tacize, tecavüze uğramadığı, yasaların bütün canlılara hakça uygulandığı, barışın egemen olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle…

Ü. Gülsüm Bülbül

Sayfa : 2