...
Başlık : OKUL ÖNCESİ ÇOCUK EDEBİYATI
Yazar :     Asuman KOVAR

Edebiyat; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığıyla estetik bir şekilde ifade etme sanatı olarak tanımlanıyor.
Çocuk edebiyatı ise çocukların duygusal, düşünsel gelişimine katkı sağlayan, onların hayal dünyalarını kelime dağarcıklarını genişleten sorun çözme kabiliyetlerinin gelişmesine katkı sağlayan yaş düzeylerine uygun yazılı ve görsel eserlerdir.
Okul öncesinde çocuk edebiyatının türlerini ise,
Masal
Resimli öykü kitapları
Parmak oyunu
Tekerleme
Bilmece
Şiir  olarak çeşitlendirebiliriz.

Ben emekli bir anaokulu öğretmeniyim. 30 yıla yakın sınıf içinde aktif olarak çocuklarla çalıştım. Edindiğim tecrübeler ışığında şunu söyleyebilirim, çocuk gelişimi ve eğitiminde temel kural onların var olan içgüdüsel merak duygularını canlı tutmak olmalıdır. Merak eden çocukların hayal dünyaları genişlemeye açıktır. Çocuk edebiyatı çalışmaları ise bu anlamda çok yararlıdır.
Sınıf içi edebiyat çalışmalarımız sadece anadili etkinlikleri adı altındaki çalışmalarla sınırlı değildir. Çocukların, sabah okula günaydın diyerek gelişleri ile başlayan, iyi akşamlar diyerek okuldan ayrılana kadar geçen zaman içerisinde yapılan tüm planlı veya serbest çalışmalar ve iletişim halinde olma çocuk edebiyatının amaçlarına hizmet eder.
Çocuklarla sohbet etmek, onları dinlemek birbirleri ile sohbet etmelerine ortam hazırlamak onların kendilerini ifade edebilmede deneyim kazanmalarına ve kelime dağarcıklarının genişlemesine katkı sağlar.
Sınıfa alınan çocuk kitapları mutlaka onların yaş düzeylerine göre seçilmelidir. Çocukların yaşlarına uygun olmayan kitaplar ya anlamayacaklarından ya da basit geleceğinden, çocukların ilgileri ve dikkatlerini dağıtacaktır.
Öğretmen, kitabın içeriğine hâkim olabilmek için çocuklara okumadan önce mutlaka kendisi kitabı okumalıdır. Kitapların çocukların yaş düzeylerine uygun olması kadar anlatıcının sesi, vurgusu da bir o kadar önemlidir. Öğretmen kitabı okurken ya da anlatırken o kitabın ruhuna girebilmeli, öykünün içinde yaşamalıdır. Kitap, şiir, parmak oyunu ya da bilmece olsun, hangi çalışma yapılırsa yapılsın mutlaka monotonluktan uzak olunmalı, jest ve mimiklerle çalışmanın duygusu verilmelidir. Çocuklar sınıf içi çalışmalarında şaşırtılmalıdır. Rutinler merak duygularını köreltir. Bir öyküyü anlatmanın birçok yöntemi olabilir. Öğretmen kendini de sürekli geliştirmek istemelidir. İyi bir öğretmen resimsiz masal kitaplarını okurken çocukların ilgisini resimli kitaplardan çok daha fazla çekebilir. Ben bunu önce kitabını okuyup sonra filmini izlediğim bir eserde mutlaka kitabını daha çok beğenmeme benzetiyorum. Çünkü kelimeler kendi resmini çizdiriyor. Hazır çizilmiş olan öykü resimleri hayal dünyasını sınırlandırıyor, diye düşünüyorum. Özellikle 5-6 yaş döneminde resimli kitaplar kadar resimsiz öykü kitaplarına da yer verilmelidir.
Sınıf içindeki Çocuk edebiyatı çalışmaları sadece yetişkinlerin çocuklar için yazdığı eserlerle sınırlı kalmamalıdır. Çocuklarla birlikte öykü oluşturma, şiir yazma, bilmece uydurma gibi doğaçlama çalışmalara yer verilmelidir. Bu çalışmalar içinde aktif olarak bulundukları için çocukların hoşlarına gider. Eğlenerek ve aktif olarak yapılan çalışmalar her zaman öğrenmeyi kolaylaştırır. Çocuklarla okuduğumuz bir kitabın canlandırmasını yaptığımızda ise hem pekiştirme yapmış oluruz hem de çocuklar, farklı rollere girerek ifade zenginliği kazanmış olurlar.
Tüm bunlarla beraber çocuklar hiçbir çalışma için zorlanmamalıdır. Zorla yapılan çalışmalar çocuklarda öğrenme isteksizliği oluşturabilir. Bu bir kitap çalışması ise kitaplarla arasına mesafe konmasına neden olabilir. Bu nedenle çocuklara öğrenme ortamı hazırlanmalı fakat asla o an için zorlanmamalıdır. Bugün isteksiz olan bir çocuk başka bir gün keyifle katılabilir. Hazır bulunuşluk önemlidir.
Seçilen ve okunan bir kitap hakkında sohbet etmek, sen olsaydın diye başlayan sorular sormak, çocukların ifade gelişimlerine katkı sağlar, problem çözme becerilerini geliştirir. Yaratıcı düşünmeyi destekler ve bize duygu durumları hakkında ipucu verir.
Dünyanın en güzel çocuk edebiyatı eserlerini sınıfta bulundursanız da okul öncesi dönemde bu yeterli olmayacaktır. Yetişkin edebiyatı daha çok okurla sanatçı arasında iki kişilik bir iletişimdir. Ancak okul öncesi edebiyatında buna aracılık eden bir öğretmen vardır. Yani çocuklarla ilgili her konuda olduğu gibi çocuk edebiyatı türlerinin aktarımında da öğretmenin etkisi çoktur.
Öğretmen neticede bir insandır. Kişisel, günlük problemleri olabilir. Fakat sınıfa girdiğinde çocuklarla bütünleşebilmeyi başarabilirse hem günlük sorunlarından uzaklaşır hem de çocukların dünyasında kendini geliştirebilir.
Meslek hayatımda benim çocuklara katkım kadar hatta belki daha fazla çocukların bana katkısı olmuştur. Yeter ki yalnızca fiziksel olarak değil ruhsal olarak da o sınıfta olun. O zaman okuduğunuz kitap ya da parmak oyunu veya şiir çocukların duygusal ve düşünsel dünyalarına ulaşacaktır.

                                                                                                  

Sayfa : 6