...
Başlık : BU KASIM BU GÖZLER
Yazar : Sami Aydoğan

-I-
bu gözler beni delirtecek kasım akşamları
bu bulanık gözler köprüden atacak kendini gözümü kırpsam
bu göçmen gözler düşecek şu sallantılı binadan aşağı
bir an dalsam bir tarafa baksam kalakalsam
bıçak sırtında geziniyor bana yabancı bir akşam
akşamla birlikte en ince çizgiden düşsem kırılsam
bu gözler kanıma karışacak ark olup aksam
bu gözler zihnime bulaşacak dönüp arkama baksam
bir avuç kara göz kilitlenir yüzüme hangi tezgaha yaklaşsam
ya sabır çeker raflar ya sabır hangi kitaba el atsam
gözleri kuru bir oğlan saçları kara bir kız kuru bir kız
tül çekildi pencerelere palaz ağzı gibi açılmış bir çift ağız
canıma işler yoksulluğu bu oğlanla kızın bu köşede
canıma işler bu gözlerin bu çocukların bu günlerin göçmenliği
havada koku var kar kokusu boran kokusu açlık kokusu
bu köşede bu oğlan bu kız bu köşede yapayalnız

tutuş eylül, kül ol ekim, terk et şafakları bu kasım
biraz çoğul susacağım biraz yalnız ağlayacağım
şu yaşlı çınarın altında gölge gibi duracağım
beynimi yiyor yalnızlık varlığımı siliyor
bir nokta tozdum zaten evrende toz kalacağım
toprağa karışacağım her yağmurda çiçeğe duracağım
sonsuzluğun iç döngüsünde hep var olacağım

gel otur yanıma kapat akşamı aynı düşe
-bu gözler bilirim koşmaz arkamdan
temmuz olur tutuşurum bu gözler yaşarmaz-
bu gözler beni kahredecek bu çocuk gözleri
neler anlatıyor neler, okuyabiliyor musun gözbebekleri

boynu bükük yarınları alınmış çocuk dolu kentin her köşesi
her köşe avuç açan umutları solmuş çocuk alfabesi

-II-
sen beni sular dallara yürürken görmeliydin
elimden tutmalıydın yapraklar yeşerirken
Akşehir’den Sultandağı’na çıkışlarımda
inişlerimde kol kola şarkılarla kitaba doğru
seherin buğulu yeşil bakışlarına doğru
sen beni balıklarla yüzerken bir koçan mısırı dişlerken
sen beni evlek evlek toprağı işlerken
‘omzumda on arma fişek’ Demirci Ali’nin filintasıyla
güneşli bir dokuz eylül sabahı İzmir’e girerken
başkent sokaklarında elleri cebinde gezerken
sen beni kafesleri kırmış kuş kanatlarını izlerken

kanı kaynayan bir tay bir koşu başlatsa
nasıl maviye döner günler ekin nasıl göverir
tomurcukları nisanın nasıl uç verir
bir kalksam yerimden bir adım atsam
bir koşmaya başlasam dolu dizgin koşmaya
bayrak bayrak koşmaya bir maraton koşusunda bitişe ulaşmaya
yalnız uçan bir kırlangıç gibi dalarım kasımdan aralığa
anılarımda uyanır –Nimet Arzık tek at tek mızrak

bu gözler su olup akacak bu gözler beni yakacak
bu kasım bu gözler beni delirtecek bu kasım bu gözler

sen beni ağlarken görmemeliydin gözümü silerken
ya da ben çisil ağlamalıydım sen gözlerini süzerken

maviye kayan bir yıldız olur bir siyim ip olur düşlerim

 

 

Sayfa : 28