...
Başlık : ŞAİRLER ÖLMEZ
Yazar : Fadime Tekelioğlu

Nesimi. XV. yüzyılın Azerî Türkçesiyle lirik şiirler yazan edebiyatımızın kurucu şairlerindendir. Coşkun bir propaganda şairi olarak inandıklarını çekinmeden dile getirdiğinden zındıklıkla suçlanmıştır.Peygamber soyundan geldiği iddia edilen Nesimi derisi yüzülerek 1404 yılında öldürülmüştür. Bu elim olaydan dolayı etrafında menkıbeler ortaya çıkmıştır. Şiirlerinde hazreti Ali ve Âl-i abâ’ya yer vermesi nedeniyle Alevi Bektaşiler de onu kendilerinden saydığı için Alevi şairler arasında “Şah-ı Şehid” olarak anılmıştır.
Divan edebiyatında da şairlerin rint bakış açısına sahip oldukları ve dini sadece kurallara bağlı olarak gören zahid tipini eleştirdikleri görülmektedir.

                     Mescidde riyâ-pîşeler etsün ko riyâyı
                     Meyhâneye gel kim ne riyâ var ne mürâyî

Şeyhüslâm Yahya’nın “onlar mescitte iki yüzlülük etsinler. Sen meyhaneye gel, çünkü burada ne yalan söyleyen ne de iki yüzlülük yapan var” mısralarında gösterişçi olmayan samimi rint tipini vurgulamaktadır.
Ancak hiciv konusunda Siham-ı Kaza ile akla gelen Nefî eleştirilerinin bedelini canı ile ödeyenlerdendir. Tam tarihi ve nedeni bilinmemekle birlikte zamanın padişahı dördüncü Murad’a en çok methiyeyi yazsa da onun emri ya da izniyle 1635 yılının Ocak ayında idam edilerek cesedi denize atılmıştır.

Sivas 93‘te adına, Pir Sultan Abdal Şenlikleri düzenlen Pir Sultan Abdal XVI. yüzyıl sonlarıyla XVII. yüzyıl başlarında yaşamıştır. Sıvas’ın Yıldızeli ilçesi Banaz köyündendir. Tasavvuf ve Alevi Bektaşi inanışları yanı sıra isyancı bir ruhla toplumun sosyal sorunlarına değinen, eleştiren bir şairdir. Eleştirilerinde dini bilgisini de kullanmıştır. Pir Sultan Abdal, hem bir dini lider hem de devlet başkanı olarak görülen Acem şahları adına, Anadolu halkını Osmanlı Devletine karşı ayaklanmaya teşvik ettiği ve kışkırttığı gerekçesi ile asılmıştır. Halk arasında geçmişten bugüne gelen rivayetlere göre şimdi Kepçeli adını alan yer, Pir Sultanın asıldığı yerdir.

Ne yazık ki iki Temmuz 1993 tarihinde cumhuriyetin temellerinin atılmasında bir simge olan Sıvas’ta yapılan bir katliamla halk ozanlarımız Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin ve edebiyat dünyamızın çok değerli ozanları Behçet Aysan, Metin Altıok ve Uğur Kaynar’ı kaybettik. Sözün büyüsü programında Erendiz Atasü’nün dediği gibi suikastlar, toplu kıyımlar sanatçıların başına gelirken, Madımak yangını gibi bir olay asla bir futbol takımının başına gelmez.

Türk Edebiyatında ölümü hakkında bilgi bulunabilen şairler üzerine yapılan çalışmada 137 şairimizin çeşitli sebeplerle öldürüldüğü belirlenmiştir. Öldürülen 101 Şair” Çalışmasında XVI. Yüzyılda 29, XVII. Yüzyılda 26 , XVIII. Yüzyılda 26, XIX. Yüzyılda 16 şair, XX. Yüzyılda 22 şair olmak üzere toplam 137 şair bulunmaktadır. Şiir az sözle öz söyleme özelliğiyle dilden dile dolaşarak insanları etkileyeceğinden, aydın olma sorumluluğu taşıyan şairler yalnız ülkemizde değil halkın yanında yer aldıkları için pek çok ülkede ve devirde sakıncalı bulunarak ortadan kaldırılmışlardır.

Neruda’nın da kanserden ölmediği zehirlenmiş olduğu açıklanmıştır. Şili’de herkesin bildiği bir şeydir olanlar. Neruda’nın söylediği gibi, “Şairi, şiirinden ayıramazsınız. Şairler şiirlerinde yaşarlar, şiirse ölümsüzdür; kim öldürebilir ki şiiri? Şiirin bir değil binbir canı vardır. İşkence ederler,..sürgüne yollarlar, o bütün bunları yaşar, sonunda tertemiz bir yüzle, gülümseyerek ortaya çıkar. Çünkü şiir ölümsüzdür.” Adları acının tarihine geçen şairlerimiz ölümsüzdür, şiirleriyle yaşamımıza, yüreklerimize seslenmeyi sürdüreceklerdir.

KAYNAKLAR

Orhan Tüleylioğlu,”Merdivende Üç Şair”© Orhan Tüleylioğlu, ©Kırmızı Kedi Yayınevi 2012
Selen Doğan,”Zerrin Taşpınar ile Söyleşi” Deliler Teknesi,mayıs-haziran 2005
Mustafa Ceylan, “Öldürülen 101 Şair Araştırma – İnceleme” www.mustafaceylan .net
Metin Yeğin,”Şairi Öldürmek”, www.gazeteduvar.com.tr

Sayfa : 7