Başlık : YALAN DÜNYASININ YALANCILARI
Yazar : Hatice Sönmez Kaya
Yıllardır gözümüzün içine bakarak yalan söylediler. O denli ileri gittiler ki kendilerinin bile inanmadığı yalanlarıyla bu ülkenin Atatürk devrimlerine gönülden bağlı, bilimden, ülkesinin gelişmesinden yana insanları suçlu duyumsattılar. İyi, güzel, doğru bildiğimiz tüm değerleri, bilimsel kavramları algı yöntemiyle tersyüz etiler.
Kendisini “elliler kuşağında doğanlar” sayan Yazar SEVGİ ÖZEL, bir bakıma altmış sekizli ya da ABD’nin süttozu içirdiği kuşaktandır. Düşünce özgürlüğüne, akılcı, bilimsel, hukuksal olana ve ortak dilimiz Türkçeye gönül verenlerdendir.
Yazarımız, doksanlı yıllarda acımasızca kirletilen, bilinçsizce örselenerek sırtından vurulan Ankara’ya geldiğinde on yaşındadır. O yıllarda, yakın kentlerden, ilçelerden göç edenler gibi ilk oturdukları yer, Çıkrıkçılar Yokuşu ve Samanpazarı’ndaki eski konaklardır. Ulus ve kale çevresinde kümelenmiş, eski Ankara evlerinde yaşarken; göremediği Kızılay’a ancak üniversiteli olunca, kimi zaman yaya, kimi zaman da troleybüsle gidip gelebilecektir.
“Bizim kuşak okuma oburuydu” diyen Özel, okuma açlığını fakültesinin kütüphanesinde giderse de ne tutkunu olduğu okumaktan ne de yazmaktan vazgeçecektir.
Anlattığı dönemin siyasi ortamı, bugün yaşananların alt yapısıdır sanki.
“27 Mayıs’ta İlkokulluyduk, 12 Martta delikanlıydık. 12 Eylül 1980’de yolun yarısına yaklaşan bireylerdik. Köylü, kasabalı, kentliydik. Okuyan, meslek edinenlerimiz vardı. Okul yüzü görmeyen, iş ekmek arayışına girenler çoğalıyordu. Türkçeninki gibi bizim kuşağın öyküsü epey acılıdır.”
Zamanının büyük bölümünü kütüphanelerde geçiren Sayın Özel, Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirir bitirmez Atatürk’ün kurduğu, “En demokratik kurum” diye adlandırdığı Türk Dil Kurumu’na adım atar. O andan sonra yaşamı değişir. Kurumun 21 yaşında en genç çalışanıdır.
Sevgi Özel, Hocasının önerisiyle girdiği kurumda, “Büyük aşkım” diye nitelendirdiği Türkçe için çalışır.
Genel Yazman Ömer Asım Aksoy, Sözlük Kolu Başkanı Kemal Demiray, Terim Kolu Başkanı Hikmet Dizdaroğlu, Yayın ve Tanıtma Kolu Başkanı Salah Birsel’le tanışır. Tam da istediği yerdedir.
Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, bilimle sanatın aşkını simgeleyen ve hoşgörüye dokunabilen TDK’nda Aziz Nesin ve Şerafettin Turan’dan aldığı elle ısınır. Kurumda çalıştığı sürede yapıtlarıyla, duruşlarıyla, devrime inançlarıyla bugün de adını saygıyla andığımız yazar ve bilim insanlarıyla varsıllaştığını duyumsar. Üreten insanlarla birlikte olmanın güzelliğini yaşar. Bu insanlar aynı zamanda dilimizin gelişmesi konusunda beslendiği değerlerdir.
Türk Devriminin her aşamasını yalanlamaya çabalayan karşıdevrim, kurumu yalan dünyası sayar. 1980’ler bilim ve kültür rüzgârının sert estiği, ekin dünyasına kar yağdığı günlerdir. Cumhuriyet değerlerinin tüm kurumlarını silkeler. Yalan üreten yayın dünyasına dönüşen Kurumun yerine “Dil Derneği” nin kurulması vazgeçilmezdir.
Dilbilim kolunda Türkiye Türkçesini araştıran bilimciler arasında yetişen Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel kitabında, Harf Devrimi’ni yok sayan, Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’na 12 Eylül öncesinde ve sonrasında neler olduğunu, Aziz Nesin’e verdiği sözü tutarak, oradaki “dil emekçileri”nin neler yaşadığını ve Dil Derneği’nin nasıl kurulduğunu anlatır.
Bilgi ve Emek Yayınevi’ndeki “editör” masasındaki deneyimlerini, Ankara’daki yazar çevresine, siyasi ve kültürel ortamın dünden bugüne nasıl yozlaştığına ilişkin içinde tuttuğu her şeyi yazar.
“Yalan Dünyanın Yalancıları,” yayın dünyasının yakın tarihine ışık tutan okunası bir belgesel kitaptır. İçinde, bir dönemin siyasi gelişmeleri, direniş, emek, yurtseverlik ve dil sevgisi bulunan kitap için Sayın Özel’e teşekkür ederiz.
Belleğine, birikimine, çalışkanlığına hayranlığımı yadsıyamam.
“Dil Derneği” ve sürdürümcüsü olduğum “Çağdaş Türk Dili Dergisi”nin, Türkçeye gönül vermiş dostlarımızın üyelikleriyle “yalan dünya”nın karşısında güçlerini birleştireceğine inanıyorum.