...
Başlık : Zaman yalnızlığın öteki adı*
Yazar : Filiz Bilgin

Özcan Karabulut, “Baştan Sona Yalnızlık” adlı üçüncü öykü kitabıyla 1998 Orhan Kemal Öykü Yarışması’nda ikincilik ve 1998 Sabahattin Ali Öykü Yarışması’nda başarı ödülüne değer bulunmuş. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi herkesin yaşayabileceği yalnızlık hali ve kaygısı öykülerin ana teması. İnsanın insan olma hali ile ayrılmaz bir bütün olan yalnızlık, öykülerde tek başınalık, terk edilmişlik, yapayalnız kala kalmışlık, sürgünlükten doğan hayli karışık ve içinden çıkılması zor haller olarak karşımıza çıkıyor.

Yalnızlığın kaynağı zorunlu ayrılık, dolayısıyla da ayrınılan kişi “uzun siyah saçlı kadın” ilk öyküden son öyküye kadar sürekli hissediliyor. “zamanın herkesi, her şeyi silip süpürdüğünü duyumsadığımızda” kızıl, kumral, sarı saçlı kadınlar da girip çıkıyor öykülere. Kimi zaman bodrum katında, kimi zaman çatı katında, kimi zaman otel odasında, kimi zaman İzmir’de, kimi zaman Ankara’da öyküye dahil olan bir kadın olunca cinsellik de kaçınılmaz oluyor.

Öykü anlatıcısının -ki bu anlatıcı bir yazar- yazmasını etkileyen sözcükleri, durumları, kişileri ve yazma eylemindeki hislerini metin içinde açıklaması öykülerin kurgusunu sarmal hale getirmiş. Bir yandan kurgulanmış bir metin okurken bir yandan da yazar anlatıcının varlığı gerçekliğe çekiyor okuyucuyu. Yine aynı şekilde gerçeklik hissi çağrışımlarla desteklenmiş. 1980 sonrası yaşanan acılar ustalıkla öykü atmosferinde yer alırken, Uğur Mumcu suikastı, seri katil Nelson gibi dönemin olayları da öykülerde yer bulmuş. Öykülere dahil olan yazar anlatıcı, ister istemez yalnızlığın olumlu yönünü de akla getiriyor. Sessizliği ve yalnızlığı bir üretim aracı olarak görürsek bu yalnızlık hissi “yazarın” üretmesi ve yaratması için gerekli bir duygu da diyebiliriz.

Karabulut, öykülerinde sade, akıcı bir dil kullanmış. Diyaloglara pek yer vermeden iç anlatı, iç hesaplaşma, dertleşme, yüzleşme biçimde olan sekiz öyküde aynı anlatıcının, aynı mekanların, belli bir dönemin olması “Baştan Sona Yalnızlık” kitabını okuyup bitirdikten sonra başa dönüp bir roman tadında tekrar okuma isteği uyandırıyor.

“Adına Özlem Dediğim” öyküsünde anlatıcısının; “İnsanı çarpan sözlerden yola çıkarak bir anlatı bütünlüğüne ulaşmak, imge ile birlikte sizde oluşan etkinin başkalarında sürmesini sağlayabilecek bir metin yazmak, sıkıntılı, zor bir iş olsa gerek. Dış dünyayı algıladığım gibi dağınık olmalıydı metnin dünyası da, kopuk kopuk ve çağrışımlara açık.” sözleriyle Özcan Karabulut öyküleri hakkında özet bir ip ucu verebiliriz.

 

(*)Özcan Karabulut, Baştan Sona Yalnızlık, Kırmızı Kedi Yayınevi, İstanbul, 2012, s.63

FİLİZ BİLGİN Kimdir?

Filiz Bilgin Adana’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Maliye Bölümünden mezun oldu. Özel sektör ve T.C. Ziraat Bankası’nda toplam yirmi beş yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Evli ve iki çocuk annesidir.

Çeşitli Yaratıcı Yazarlık Kurslarına katıldı. Katıldığı muhtelif yarışmalarda iki  ikincilik ödülü aldı ve yine yarışmalar sonunda yayınlanan seçkilerde öyküleri yayınlandı. Ayrıca dergilerde öykü ve yazıları yayınlandı.  ‘Öykü Sokağı’ adlı bir öykü kitabı vardır.

 

 

 

 

 

 

Sayfa : 7