...
Başlık : OLMUŞTUR ELBET
Yazar : Sami Aydoğan

sabah erken kalktığınız
buz gibi bir havaya baktığınız
hava nasıl olursa olsun deyip
paltonuzu -varsa eğer-
çekip sırtınıza
botlarınızı -varsa eğer-
bağlayıp ayaklarınıza
yaşama onurunuzu
yüklenip yıpranmış omuzlarınıza
evden bir hışımla çıktığınız -geç kalma korkusuyla-
oldu mu diye sormayacağım -olmuştur elbet-
böyle günü bir çalışanın olmaması mümkün mü?
dakika sekmeden iş kapısına -kapanmamışsa eğer-
tam zamanında makinenin düğmesine -başlamamışsa eğer-
kaldırıp başınızı işliğin duvarına çakılı saate -vurmamışsa eğer-ustabaşının cam bölmedeki kafasına -dışarı çıkmamışsa eğer-durup basıp bakıp bakıp
hadi hayırlısı bugünü de devireceğiz
diye sesli/sessiz haykırarak işe başladığınız
oldu mu diye sormayacağım  -olmuştur elbet-
daha fazla iş güvencesi daha fazla sağlık
daha fazla ücret daha fazla cesaret
daha fazla emek daha fazla talep
daha fazla 16 Haziran istiyorum diye haykırdığınız
oldu mu diye sormayacağım -olmuştur elbet-
her çalışanın günü birbirine benzer çünkü

                                                 (16 Haziran 2019, Ankara)

Sayfa : 19