...
Başlık : NAZIM HİKMET
Yazar : Ş.Nezih Kuleyin

   

Az sayıda kişi Nazım Hikmet’in asıl adının Mehmet Nazım Ran olduğunu bilir. Şartlar onu en fazla takma ad kullanan şair olma zorunluluğunda bırakmıştır. Orhan Selim, Ahmet Oğuz Saruhan, Mümtaz Osman, Ercüment Er, İbrahim Sabri, İhsan Koza bunlardan birkaçıdır. Kurtuluş savaşına katılmak için Anadolu’ya geçerken İnebolu’da Kurtuluş Savaşına destek olmak için Almanya’dan gelen Spartakistler’den etkilenerek sosyalist olur. Sosyalizm, onun yaşamının ve sanatının ayrılmaz bir parçası olacaktır. Çok kez tutuklanır ömrünün on üç yılı hapishanelerde geçer. Şiirleri en fazla yabancı dile çevrilen şairimizdir. Ahmet Arif, tek bir kitapla dünyada en çok okunan şair unvanını elinde tutmaktadır ama dünyada şiirleri en çok bilinen Türk şairi Nazım Hikmet’tir.

1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkartılır, 2009 da Bakanlar Kurulu kararıyla iade edilir. Asya Afrika Yazarlar Birliği Kongrelerine katıldı çok sayıda ülkede Türkiye’yi temsil etti 1962 yılındaki Kurultayda Çin delegasyonunun resmi olarak gönderilmediği için Türkiye’yi temsil edemeyeceği tezi yaptığı o ünlü “bakmayın saçlarımın sarı olduğuna ben Asyalıyım, bakmayın gözlerimin mavi olduğuna ben Afrikalıyım diye başlayan” o ünlü konulmasından sonra büyük bir çoğunlukla reddedildi.

Davet adlı şiiri ile nasıl bir dünya özlemi taşıdığını anlatır.

Şiirden para kazanmanın imkansızlığını biliyoruz. Nazım Hikmet’de yaşamını kazanmak için çeviriler yaptı, senaryolar yazdı dışarda olduğu dönemlerde film çekti ve yönetmenlik yaptı. O dönemin en ünlü aktörlerinden birisi olan Ferdi Tayfur’un başrolü oynadığı film çok büyük başarı kazanır. Ve sonradan ilk Ferdi Tayfur dan daha da ünlü birisi olacak olan yeni doğmuş bir çocuğa babası Ferdi Tayfur adını takar.

Türk şiirinde serbest vezin uygulamasını başlatan şair olarak büyük bir üne kavuşmuş olmasına rağmen o serbest vezin konusunun abartılmasına karşıdır. Va La Nurettin’e hapishaneden yazdığı mektupta biçimin önemli olmadığını hangi biçimi kullanırsanız kullanın sormanız gereken sorunun bu anlattığım şeye uygun bir biçim mi kullanıyorum sorusuna doğru yanıt vermek olduğunu söyler. Şeyh Bedrettin Destanı’nda divan edebiyatı formlarını ve Kurtuluş Savaşı Destanı içerisinde ise tüm biçimsel formları denediği söylenir. Türk Köylüsü şiiri bu denemeler açısından özel bir yer tutar.

TÜRK KÖYLÜSÜ
Topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhad'dır
Kerem'dir
ve Keloğlan'dır.
Yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
Çarşambayı sel alır,
bir yâr sever
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
O, "Yunusu biçâredir
baştan ayağa yâredir",
ağu içer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmesin önlerine
ve bir kerre vakterişip
"- Gayrık yeter!.."
demesinler.
Bunu bir dediler mi,
"İsrâfil surunu urur,
mahlukat yerinden durur",
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
"Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa..."

Nazım Hikmet çocuklar için La Fonten’den masalları şiir diliyle bizlere aktarmıştır. Ayrıca İroni anlayışı da yüksek olan bir şairimizdir. En ironik şiirlerinden birisi de şüphesiz Ceviz Ağacı şiiridir.

Ceviz Ağacı...

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.”
Diye başlayıp devam eden şiiri

Kuşkusuz Nazım Hikmeti doğum yılında bir dergi sayfalarına girecek kadar anlatmak çok zor. Bizimki sadece bir anma yazısı.

Sayfa : 7