DİDEM KEREMOĞLU İLE SÖYLEŞİ Ü.Gülsüm Bülbül
Gülsüm Bülbül: İlk öykünüzden başlayarak sizi tanımak isteriz? Neler söylemek istersiniz bu konuda? Ş. Didem Keremoğlu: Öncelikle bu söyleşi için Bulut-Yazar Dergisi'ne ve üzerinde ince düşünülmüş sorular için de size teşekkür ediyorum Gülsüm Hanım. Okuma yazma bilmeden de yazıyordum, desem... Hayali geniş hatta yalancı bir çocuktum. O günden kurmacanın içindeymişim anlayacağınız. Elinden kitap düşmeyen bir anne ile baba, çocuk tiyatrolarına, sinema ve sıkıntıdan çatlasam da sık sık müzelere götürülmem, kütüphanelerde geçirtilen...
HAK MI? Ü.Gülsüm Bülbül
Mırıl mırıl çocuk sesi korosu. Çocuklardan birinin annesi; ‘sürekli çocuklarla berabersiniz bu gürültüye nasıl dayanıyorsunuz?’ ‘Gürültü değil ki, ahenkli müzik sesi bu, dünyanın bütün enstrümanlarının yer aldığı orkestra.’ O sırada hırçın bir ses ‘Haksızlık bu, sıra bendeydi.’ Başımı uzatıyorum, altı yaşında bir erkek çocuğu. Oyunda sırasını arkadaşı almış. Öğretmen hemen durumu fark edip, kuralları uygulayıp, haklı olanı öne alıyor....
OSMANLI’DA KADIN HAREKETİNİN ATEŞLEYİCİSİ: DERGİLER Ş.Nezih Kuleyin
Kadınlar hapsedildikleri karanlıktan kurtulmak için bir çığlık atmaya karar verdiklerinde; şu anda var olan kitle iletişim araçlarının, yazılı basın dışında hiçbirisi henüz keşfedilmemişti. 1869 yılının ağustos ayında Terakki Gazetesi devrim niteliğinde bir karar alıyor ve Terakki-i Muhaderat (Müslüman Kadının Yükselişi) adıyla kadınlara özgü bir ek yayınlıyordu....
ZÜHRE YILDIZILARIMIZ / KADINLARIMIZ Nilüfer Uçar
Kadının toplumdaki yeri resimlense; sonsuz tuvale, dünyanın bütün renklerine gereksinim olur. Bin kere ölür yeniden dirilir, küllerinden doğan Zümrüdü Anka kuşu, düşsel dünyanın somut yaratıklarıdır her biri… Acılarını içinde sağaltırken; paylaşımcı yapısıyla yaşamın tüm zamanlarına sevinç, umut, mutluluk tohumları ekmeyi görev bilir...
Bir Tecavüz Olayında Toplumsal Baskı, Geleneksel Kültür ve Güç İlişkilerinin Panoraması/ Fatmagül’ün Suçu Ne? Gülçin Göktay
Usta yazar Vedat Türkali'nin senaryo olarak yazdığı “Fatmagül'ün Suçu Ne?”, film ve televizyon dizisi olarak belleklerde yer almaktadır. Senaryoyu hikâyeleştiren ise, Sebahat Altıparmakoğlu’dur. Hikâye bir tecavüzü ve sonra yaşanan olayları anlatsa da ülkemizin kültürel yapısı ve güç ilişkilerinin bir aynasıdır....
“Kırgın Öyküler, Kırık Öyküler ve Kırılgan Öyküler” Hatice Sönmez Kaya
Kitap adını alan kırgınlık, kırıklık, kırılganlık hiç bitmeyen hep süregelen biz insanlara özgü duygulanımlardır. Bu duygular ki davranışlarımızı da yönlendirir iyi veya kötü. Değerli Eğitimci Yazar Nazmi Bayrı, bu kitaplarındaki öyküleriyle ezilmiş, dışlanmış, horlanmış, yok sayılmışlara tutar aynasını. Üçlemenin üçüncüsünü okuduğum, “Kırılgan Öyküler”...
memleketin yarasına dokunan şair / Sami Aydoğan Nilüfer Uçar
Ruh açlığını doyurmak, tehlikeli sularda kulaç atmak, iyimserlik ışığına tutunarak yol almaktır şiirde yolculuk. Şair sözcüklerin anası, babası, yâreni, dostu, kaprisli sevgilisidir. Yazmak coşku işidir. Şair zamansızdır, zaman dilimi yoktur onun için. Tüm zamanlar şiiri için yaşam alanıdır. Sami Aydoğan bu yaşam alanını kısıtlamadan kullanmış şiirlerinde. Bu da şiire yaşamsallık, kalıcılık kimliği kazandırıyor....
GİZLİ VEJETARYEN NİHAT BEY Mahmut Arslan
Gizli vejetaryen Nihat Bey’in hikâyesi gördüğü bir rüya ile bir gecede başladı. Bir gece rüyasında her tarafından kanlar akan onlarca koyun ve sığır Nihat Bey’e görünmüş ve “Yıllarca yemiş olduğun hamburgerler, köfteler, kıymalı pideler ve kıymalı makarnalar aslında bizim kollarımız ve bacaklarımızdı” diyerek kanlı bedenlerini Nihat Bey’e sürtünmeye çalışmışlardı....
MEHRİ HATUN Serdar Koç
Çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği kadim kentimdeyim. Doğup büyüdüğüm sokaklarında dolaşıyorum, sabahtan beri. Nereye gideceğimi bilmiyorum. Pek çok evde konuklayabilirim. Ama hiçbir yere de gidemem. Bilemiyorum. Belleğim darmadağın. Karar vermeliyim. Gün uzun, havanın kararmasına daha var....