Başlık : karadullar/dora-2
Yazar : Betül İğdeli
giyinmişti rahibe libasını
jesusun babasına sığındı
çöllerde arınmayı umdu
üç meryemin biri değil miydi
kendisi gibi
neden olmasın
fahişelikten azizeliğe
giden yolda bir karaduldu işte
tanrıya kendini adayan
kutsal kulları görünen ademlerin dünyası
onun bildiği iktidar dünyasıydı
onu kullanacaklardı
hesaplaşmalarda konstanniyyede
dora dora dorasın güzelsin kıvraksın
azdırırsın erkeklik arzularını
sürer gider raksın
imparatorun kollarında
sen güzelsin o çirkin
o saraydan çıkma çirkini
eritirsin aşkla meşkle muma çevirirsin adamı
ama hakkını yemeyelim çok da zekisin
dora dora doradır
bir kadın isterse yaptırır isteğini
kraliçe olmasa bile
dora dora doradır
yetmez muktedire ortaklık
yasal olmalıdır taçlanmalıdır
o da muktedirin eşi olmalıdır
yoksa yasada
dansözlere eşlik imparatora
yapıversin doraya bir yasa
dileğine kavuştursun
dora dora dorasın
güzelsin cesursun
her kadına nasip olmaz bu cüret
bir imparotora
ayak öptürecek kadar
dora dora doraa
kendini gerçekleştirmek erkeklere vergiyken
hiç bırakmadı kendini
sanki başında tacıyla doğan
bir kutsaldı doraa dokunulmazdı
bir ikonaydı azizem suretiyle yetinilen
konstantiniyenin ruhuydu
hipodromun araba yarışları kentin can damarıydı
gözükaralar ve mavikanlar ezeli rakiplerdi
alkanlar ve beyaz kemikler de vardı
ya esamesi okunamazdı onların
taraftarları yoktu kentte
sanmayın ki onlar sadece araba yarıştırırlar
kentin para trafiği de onların elindedir
o yüzden kıyasıya birbirlerine girişirler
yine böyle bir kavgada kan akınca
yakalandı zaptiyelerce kavgaya karışanlar
yine uymamışlardı çeteler
yasalarına kentin asılacaklardı
ruhunu teslim edecek iken
iki adam kurtuldu ipten
iki keşiş bekliyordu
asılanların ruhlarını azat için tanrının affettiği bu adamları
manastıra kaçırıp sakladılar
affetmesini beklerken imparatordan
kentin gözükara ve mavikan temsilcileri
tanrının af buyurduğu arkadaşlarını
hipodromda boşuna aman dilediler ya
imparator kabul buyurmuyordu
hiç böyle de olur mu demeyin
gözükaralarla mavikanlar birleşti
nikacılar isyandaydı
artık dinlemiyorlardı
kentin yöneticilerini
kentin kenar mahallerinde yangın çıkardılar
ayasofya bile yerle bir oldu
kent yakılıp yıkılırken
yeni bir imparatorun peşindeydiı nikacılar
her gün hipodromda toplanıp duran
canından olmaktan korkan
kaçmak isterken justinyen
dora tacını taktı geldi
tahtına sahip çıktı
mavikanlarla gözükaraların arasına nifak sokmaya
açtı kesenin ağzını mavikanlara
garnizondan getirdiği askerleri
gözükaraların toplandığı hipodroma katliama yolladı
müesses nizamına karşı çıkan gözükara hainlerin
yokettiği bedenlerini bile
kardeşlerine vermedi
toprağa gömdürmedi denize döktü topunu
imdi kutsal kilisenin duvarlarında sureti
ikonasına tapınırlar
onun zalim gücünü unutarak
kutsal ecelerini öperek sığınırlar
merhametine tanrının acuzeler yoksullar yetimlere
umut kapısıdır imaretleri
bir karadul olarak yaşama başlasa da
karadullara rahmet okutur yaptığı katliamla
kalkışmada tahtını mezar
kefenini imparatorluk pelerinin moru isteyen dora
ama hakkını yemeyelim
imparatoru orada tutan onun iradesidir
kendisi erkenden yaşamdan çekilirken
DEVAMI HAFTAYA PAZARA