Başlık : karadullar/ikibeyaz-1
Yazar : Betül İğdeli
satı kızın arzusu
hizmet etmekti beyine
dünyaya gelişinin sebebi
en büyük mutluluğu buydu
satının anası her ana gibi
severdi evladını
sen benim canımsın yaramaz derdi
tatlı tatlı okşarken onu
ama o gün
kızının namusunu
ağanın oğlu ahmete verdiğini öğrendiği gün sen
onmadık kızım dedi
keşke senin yerine taş doğursaydım
ad aldığın satı anamın
senin için göz nurunu dökerek
kanaviçe işlediği kundağa da
o kara taşı sarsaydım diye dövündü
keşke seni kuş uçmaz kervan geçmez
dağın başında bir mağaraya kapatabilseydim
yarın bu duyulunca
evin önünde sıraya girecek köyün tüm adamları
ev kerhaneden beter olacak kızım
sen nasıl dayanacaksın
bir yandan elini başına vuruyor
yüce tanrım biz ne yaptık
ya rabbim biz ne yaptık derken
hıçkırıklar arasında göz yaşları süzülürken
zangır zangır titriyordu
ya rabbim biz ne yaptık
adamın yarın düğünü var
zaten yanındaki dutmanın kızını almaz ki
vermişti kenarda kösede sakladığı
kefin parasını git artık demişti
bir daha da gözüme gözükme
amma anacığım
ahmet beni çok sevdi
yaa peki sen cevap verecen
ağanın oğluna almış eşraftan kızı
düğün dernek derken
bak seni unutuverdi
kırmızı kuşağını kuşanamadın gitti
ben de isterdim
kuşaklanıp elini öpeyim
garip anamın
suratsız fadimenin gelinliği
ışıl ışıl telleriyle yüzümü örtecek duvağı
benim olmalıydı
kaybetmişim her şeyi
incilerimi döktürürken ahmedime
adamım yarın evlenecek
bir umut çöktü içime
ya vazgeçerse bohçamı topladım
sabahı sabah ettim
ahmetim hiç görünmedi
hizmetçileri para getirdi
yol mesafiriymiş
anam bildiğim anam değil ki
aldı parayı mübarek ekmek gibi
musaf gibi başına koydu
beni evimden kovdu
kendini yere atmış
kınalı saçlarını yoluyor
ya rabbim biz ne yaptık
bu kız nasıl yoldan çıktı diye bağırıp duruyor
hizmetçi çıkınca sus pus oldu
gözyaşlarım sicim oldu
tutunup onlara anacım dedim
belki de evlenmez bugün
a benim akılsız evladım ben ne yaptım da
ben seni nasıl büyüttüm de kahpe olup çıktın
kalma gayrı buralarda dayanamayız
bak o anası olacak karı para yollamış
iki kişinin bildiğini herkes duyar
biz iki kanayaklı ne yapabiliriz
köyün bütün erkekleri kapımızda sana tecavüz için sıraya girecek
her gece sabahlara dek
ya rabbim biz ne yaptık…
anladım ki anam benden utanır
anladım el alemden çekinse de
benim felaketimi de üstlenir dedim ya
git yavrum git gelinliğinle gidemedin
keşke kefeninle çıkaydın bu kapıdan demesin mi
namus uğruna anamın bana biçtiği
ak kefenler dökülürken dudaklarından
kaderimin çizildiği günlere gidecektim
hülyalarını kurduğum
rüyalarını gördüğüm
taşı toprağı altın şehirlere düşecektim
DEVAMI HAFTAYA PAZARA