...
Başlık : Adnan Gerger’den Aydede Dünyayı Dolaşıyor’un Hikayesini Dinledik
Yazar : Aslı Zorba

- Luna’nın kitap yazma süreci nasıl başladı?
-           Her şeyden önce okuduğu okuldan başlamak istiyorum. Biliyorsunuz, Luna İspanya’da yaşıyor. Bir devlet okulunda okuyor. Ama oradaki eğitim sistemi ve anlayışı buradakinden çok farklı. Evet, oradaki öğrencilere de bilgi veriliyor ama bunun yanı sıra kendilerini geliştirecek özel ilgi alanları da yaratılıyor. İşte sergilere gidiliyor, tiyatrolara vs… Her şeyden önce okuma zevki ve düş kurmaları aşılanıyor. Luna da diğer arkadaşları gibi kitap okumayı çok seviyor. Ayrıca dünyayı dolaşma gibi bir düşü var. Türkiye’ye geldiğinde günlük tuttuğunu gördüm. İspanya’da da daha önce görmediği bir yere gidince günlük tutuyormuş. İlgilendim. Bir baktım Jules Verne’nin 80 Günde Devr-i Âlem kitabıyla ilgili ilginç notlar var.  Okulda da “AY” konusunu işlemişler, o konuya da dair ilginç bilgiler var. Aslında kitap hazırdı. Ben de yazarlık bilgimi kullandım, onu öyküleştirdim. Ama kitap yayımlanana kadar Luna hep işin içindeydi, metinlerin düzeltmesini bile kendisi yaptı. Yayınevi’yle ilgili özellikle editör İlknur Ergun arkadaşının büyük emeğini de burada söylemek istiyorum.
   -          Yayınevi deyince aklıma geldi. Kitabın çıktığı yayınevi Luna Yayınları… Bu bir rastlantı mı?
-           Aslında şöyle oldu. Luna kitabını yazmaya başlayınca, nerede yayınlanır diye araştırmaya başladım. Luna Yayınları’nın ayrıca çocuk kitaplarını da yayımladığını duymuştum. Bu yayınevini özellikle istedim. Luna’nın ismini taşıyordu. Yayınevi kitabı beğenince gerisi geldi.
-           Geçtiğimiz günlerde, Luna’nın okulunda bir etkinlik düzenlendi. Sosyal medyadan paylaştınız? Luna’nın Türkiye’de kitap çıkarması orada hem öğretmenleri hem de arkadaşları arasında nasıl karşılandı? Bu etkinlikten de bahsedebilir misiniz?
-           Dedim ya, orada eğitim, öğretim anlayışı çok farklı. Luna’nın kitap yazması okulda, öğretmenleri ve arkadaşları arasında, oradaki akrabaları arasında büyük ilgi gördü. Bu ilgi öyle sıradan bir ilgi değildi. İçten, samimi ve değer verilerek yapılan bir ilgiydi. Öyle ki emekli olan öğretmeni duyup da okula geliyor ve Luna’nın ders bitimini bekliyor, tebrik edeyim diye. Kitap Türkçe. Kitabın içindeki metinler yaklaşık zaten iki buçuk sayfa. Onlar İspanyolca’ya çevrildi ve kitabın arasına konuldu. Luna imzaladı ve arkadaşlarına dağıttı. Okul yönetimi hemen Luna için bir etkinlik düzenlenmesini kararlaştırdı. Tabii annesi Ceren ve babası David’in büyük destekleriyle bu etkinlik düzenlendi. Hem bana hem de editör İlknur Ergun’a bağlantı sağladılar. Ama inanın etkinlik o kadar güzel geçti ki. Luna’nın arkadaşları öyle güzel ve yerinde sorular sordular ki, anlatamam. Ben şaşırdım. Ama o öğrencilerin kendilerine olan özgüvenleri öylesine kendini hissettirdi ki bize. Öğrenciler tek tek düşlerini bile anlattılar.
-           Aydede kelimesinin özel bir anlamı var mı?
-           Evet var. Luna konuşmayı öğrendiği andan itibaren bana Aydede diyor. Luna’nın bana Aydede demesini duyan gazeteci, yazar arkadaşlarım da bana Aydede demeye başladı. Aslında Luna’nın yazdığı Aydede Dünyayı Dolaşıyor başlıklı kitabın da ismi de bu anlamda çok ilginç oldu. Luna hem beni anlattı hem de gökyüzündeki Ay’ı.
-           Son olarak öğretmenlerle velilere ve tabii ki öğrencilere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
-           Şu anda tam hatırlamıyorum ama bir yerde okumuştum. Türkiye’de bir öğrencinin matematiği zayıf resmi çok iyiyse, hemen resim yapılması engellenir matematik çalışsın diye baskı altına alınır hatta kurs bile aldırtılır. Oysa o öğrencinin tam tersi resim yapmasına ya da yeteneği neyse ona yönlendirilmesi gerekir. Ben öğretmenlerden, öğrenciler ve velilerden istediğim tek şey şu. Onların düş kurmalarını engellemesinler. Öğrenciler de düş kursunlar. Elbette dersleri çok önemli, ders çalışsınlar, oyun oynasınlar ama kitap da okumayı sakın ihmal etmesinler.

 

Sayfa : 1