Başlık : YEZİT
Yazar : Betül İğdeli
At yarışlarına merak sarmış. Vaktiyle tanrıların yaşadığı rivayet olunan dağın eteğine bir hara kurmuş, taylar yetiştiriyormuş. Yezit, “Herkes at biner de bir ben mi binemem? Ben bu kâinatın en babayiğit adamıyken” diyesiymiş. Ata binip, burası çok önemli, maiyetini arkasında bırakıvermiş. Dörtnala giderken bir su kenarına gelince, düşmüş yaralanıvermiş. Onu bulan su yılanları alıp Şahmeran’ın makamına götürmüşler.
Şahmeran, dadısı ve bilir dişisi, Bilge Nisa’nın yardımıyla Yezit’ i iyileştirmiş. Ona aşık olan Yezit’ in kendisine muta nikahı kıymak istemesine içerleyerek ırmağın kıyısına bıraktırmış.
Bilge Nisa, Yezit için “ Onun şerrinden korun, Onun ana rahmine düştüğü gece insanların en talihsiz gecesidir.” demiş. Yezit, kendisini iyileştirmesine karşın beraber olamadığı Şahmeran’a çok öfkelenmiş. Haranın arıtmasını durdurtmuş, hayvanların sidiklerini arıtma yapılmadan ırmağa akıttırmış. Sular kirlenmiş, koli basilleri üremiş, Şahmeran bir hasta olmuş bir hasta olmuş, ölümlerden dönmüş.
Bilge Nisa, suların kirlenmesi üzerine ne yapacağını kara kara düşünen Şahmeran’a “Sen kendi sularında sakin bir yaşam sürüyorsun. Yezit’in dünyası çok farklı. Onun dünyası bencil, para dünyası. Maliyeti düşsün diye sularımızı kirletti. Para havucuyla kadınları elde ederken saraydaki Hatun’ un hışmından kurtuluyor. Sakın ola ki geri adım atmayasın ” demiş.
Sonra mı ne olmuş. Şahmeran Zümrüdüanka'nın yardımıyla Kaf dağındaki bir mağaraya sığınmış. Artık masallarda yaşar olmuş. Tanrıların dağının eteğinde yaşayan yılan balıklarının soyu sopu kaybolmuş ki bir daha onları gören olmamış.