Başlık : Aşk Şiirinin Virtüözleri- KADIN ŞAİRLER
Yazar : Ş.Nezih Kuleyin
“Aşk şiiri yazan kadın şair olmadığı varsa da şiirlerinin o kadar etkili olmadığına” yönelik bir kanının toplumumuzda yaygın olduğunu gözlemekteyim. Bu kanı o kadar yerleşiktir ki sadece geniş halk kitleleri arasında değil, entelektüel çevrelerde bile belirli bir yaygınlık düzeyinde olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ben daha farklı düşünüyorum. Eğer ülkemizdeki yazın dünyasını bir kültür orkestrası olarak tanımlarsak, kadın şairler bu orkestranın virtüözleridir.
Adı kayıtlarımızda Osmanlı’nın ilk kadın şairi olarak geçen Zeyneb Hatun’ dan başlayarak günümüze kadar aşk şiiri yazan kadın şairlerimizin birkaçının şiirlerinden örnekler vererek sizlere düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Zeyneb Hatun’un on beşinci yüzyılda yaşadığı Fatih Sultan Mehmet ile çağdaş olduğu konusunda bilgilere ulaşılmaktadır. Aşık Çelebi (1) de, Müjgan Cunbur(2) da kendisini Osmanlı ‘nın ilk kadın şairi olarak kabul etmektedirler. Şöyle aktarmaktadır duygularını bize
Günümüz Türkçesine çevirmeye çalışırsam Zeyneb Hatun şöyle sesleniyor sevgilisine;
Zeyneb Hatun ile çağdaş olan ve günümüze çok sayıda şiiri gelen 15. Yüzyıl kadın şairlerimizden diğeri Mihri Hatun’dur. Çok ünlüdür.Tarihçi Hammer onu ” Osmanlıların Sofo’su olarak tanımlar”(4). Uluslararası ünü çok fazladır. NASA bile onun anısına Venüs’te bir kratere “Khatun” adını vermiştir. Dönemin şairleri kendisine hayrandır. Bir çoğu ile atışmaları vardır biz buraya bir gazelinden kısa bir örnek bir de divanından bir örnek alıyoruz;
GAZEL
Epsem olmaz nite kim cehd eylerim bu arsuz
Ne yapayım biçare gönlüm bir dem olsun yarsız
duramıyor; ne kadar uğraşsam bu arsız bir türlü
susmuyor.
Bir dem anmaz adum olmaz bir nefes ağyarsuz
Ben dilimde(onun) adını tespih edindim, fakat
sevgilim benim adımı bir kere söylemez ve bir an
olsun başkalarından uzak kalmaz” 5
DİVAN
Serv-kad, lale had, dil-dardan ben dönmezem”6
Ey yeryüzü halkı bilin ki ben servi boylu, lale yanaklı
gönül almış yardan dönmem
Divan Edebiyatımızda iki ünlü Fitnat Hanım vardır. Bunlardan on sekizinci yüzyılda İstanbul’da doğmuş olan Zübeyde Fitnat Hanım divan edebiyatımızda Mihri Hatun’dan sonra en ünlü kadın şair olarak kabul edilmektedir. Aşk şiirinin ustasıdır. Divanı vardır ve çok sayıda gazel ve şarkısı günümüze ulaşmıştır. Buraya şarkılarının birinden kısa bir bölüm alıyoruz;
ŞARKI
Yok mu insafun a zalim söyle
Çeşm-i mestün gibi bîmar ettün
Yok mu insafun a zalim söyle
Yeter beni derdinle ağlattın
Söyle zalim senin insafın yok mu
Sarhoş gözlerin gibi hasta ettin
Söyle zalim senin insafın yok mu
Leblerün derd-i dile dermandır
Suhenün mürde-i aşka candır
Yok mu insafun a zalim söyle (7)
Yanakların taze gülen güller gibi
Dudakların gönül derdine dermandır
Sözlerin aşkın için ölenlere candır
Söyle zalim senin insafın yok mu
On dokuzuncu yüzyılın en önemli kadın şairinin Leyla Hanım olduğu belirtilir. Moralı-zade Leyla Hanım olarak bilinir. Divan sahibidir çok sayıda gazel ve şarkı bırakmıştır bizlere. Aşk acısını bizlere anlatan gazellerinden birinden örnekliyoruz kendisini
Şöyle aktarabiliriz günümüz Türkçesine
Geceler boyu ettiğim ah senin aklını başına getiremedi
Feryadımın ahını sana Allah bildirsin belki akıllanırsın
Ben bir gün sana kıymetimi mutlaka anlatacağım
Umarım her seher ettiğim ah aklını başına getirir
Beni ayna gibi parlayan yüzüne hayran ettin ama
Her hatırladıkça yine ah etmeye devam ederim
On dokuzuncu yüzyıl şairlerinden Hadice Nakıyye hanım çok üstün özellikleri dışında ayrıca ilk kadın sözlükçümüzdür. Hem aruz hem de hece vezni ile şiirler yazmıştır buraya oldukça sade bir dille yazdığı koşma türündeki şiirinden bir bölümü örnek olarak koyuyoruz.
Yazınımızda ikinci ünlü Fitnat Hanım on dokuzuncu yüzyılda yaşamış babası Trabzon Valisi Vezir Abdullah Paşadır. Adı yazınımızda Trabzonlu Fitnat Hanım olarak geçse de aslen Ordu’lu olduğu için Ordu'lular tarafından da benimsenmiştir. Aşk şiirinin ustalarındandır.
Şöyle çevirebiliriz günümüz Türkçesine;
Kötü niyetli düşmanlarıma ilgi gösterme Allah Aşkına
İşi gücü aldatmak olanlara fırsat verme Allah Aşkına
Belirsiz rakiplerim benden gizli olmasın Allah Aşkına
Sen bana kızarsan sorun yok ama Allah Aşkına
İlgini bana göster rakibe yüz verme Allah Aşkına
Şair Nigar Hanım yazınımızın gelmiş geçmiş en ünlü kadın şairidir. O derece ünlüdür ki hem İstanbul’da hem de Ankara’da adı sokaklara verilmiştir. Yaşadığı dönemde çok büyük acı ve sefalet çektiği, çok da itibar gördüğü zamanlar olmuştur. En az dört dili çok iyi bildiği belirtilir. Hanımlara Mahsus Gazete’nin uzun bir dönem baş muharrirliğini yapmıştır. Tanzimat döneminin en önemli şairlerinden birisidir. Şiirlerinin birçoğu şarkı olarak günümüze kadar gelmiştir. Müzeyyen Senar’ın söylediği dillerden düşmeyen “Mani Oluyor Halimi Takrire hicabım, Üzme Yetişir Üzme Firagınla Harabım” şarkısı da onundur. Bir aşk acısını ondan daha iyi anlatan başka bir şarkı var mıdır diye düşündüğüm olur bazen.
Size burada başka bir şarkısının sözlerini aktarmak isterim
ŞARKI
İhsan Raif Hanım da Tanzimat Dönemi şairlerimizdendir. Edebiyatımızın en hüzünlü şiirlerinden birisini yazmış o da dillerden düşmeyen bir şarkı olarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. “Kimseye etmem şikayet, Ağlarım ben halime” şarkısının sözleri onundur. Aşk şiirinin ustalarındandır.
Burada size Aydın Olsun şiirinden üç dörtlük aktarıyoruz;
Leyla Saz Tanzimat ve Cumhuriyet döneminin önemli kadın şairlerinden ve bestecilerindendir. Yazınımıza çok okunan kitaplar çok söylenen marşlar ve besteler bırakmıştır. Semih Rıfat’ın “Yaslı [s1] Gittim Şen Geldim” marşını da besteleyen odur. “ Harab-ı intizar oldum hemen gel” ve “Duymasın kimse yine kalbi olan feryadımı” şarkıları onundur.
Burada size “Harabı İntizar Oldum” şarkısının sözlerini aktarmak istiyorum. Sevgiliye içten bir davet bence;
Yeter üzme efendim her zaman gel
Aradım, çok aradım ah a gözümün nûru seni
Yaşar Nezihe Bükülmez yazınımızın en acı yaşama sahip olan yetenekli şairlerinden birisidir. 1 Mayıs için yazılan ilk şiirin sahibidir. Gazelleri halen Urfa sıra gecelerinde söylenir. Aşk şirininin de mükemmel örneklerini vermiştir. Size bir gazelinden örnek aktarıyoruz:
Gönlüm yine mübtelâsı aşkın
Geçmezdi zamanım ağlamakla
Ben olmasam aşinası aşkın
Eyyam-ı ferah-fezası aşkın
Gül-zara, hezâra rağbetim yok
Göz yaşlarıdır sefası aşkın(13)
Şükûfe Nihal yazınımızda çok önemli bir yeri olan kadın şairimiz aynı zamanda kadın hareketinin ve çağdaş kadın düşüncesinin çok önemli bir ögesidir. Hem Kadınlara Mahsus Gazete’de hem de Kadınlar Halk Fırkası’nda önemli çalışmalar yapmıştır.
Benim en beğendiğim aşk şiirini size aktarmak istiyorum:
Saçımın örgüsünü
Bir ağızdan söyledik
Ayrılık türküsünü
Bir yanda onun yüzü
Hayatımın gündüzü
O son günle kapandı
Dağ, dağ savurdu beni
Ayrılık bir cehennem
Yaktı, kavurdu beni(14)
Fatma Cavidan Tümerkan Edebiyat Fakültesi mezunu olan şairlerimizdendir. Çok sayıda şiir kitabı ve dergilerde yayınlanmış şiirleri vardır. Serbest vezin kullanarak yazan ilk şairlerimiz arasındadır.Okumaya doyulmayan aşk şiirleri vardır;
En coşkun akan sular
En sakin yatan göl
Hep aynı ateşle kavrulur
İçimdeki çöl(15)
Şimdi fark ettim ki çok uzuyor yazım ama birkaç örnek daha vermek istiyorum burada;
Feriha Altıok Hele Bir Düşün adlı kitabında şöyle anlatmış aşkı.
AŞK OLMASAYDI
ne çarpardı
bu bahar
ne böyle kokardı
çiçeğinde portakal(16)
Oya Uysal’ın da kitaplarından birine adını veren şiirinin bir kısmını aktarmak isterim sizlere;
ayışığına tuttuk yüzümüzü
saçlarımıza serpiştirilmiş tek tük ağarmış tel
açık kalmış göğün penceresinden
Yıldız kokuyordu gökyüzü
Cemile Çakır’dan dinleyelim aşkı;
BUGÜN BAHAR YANIMDAN GEÇTİ
küçük beyaz çiçekleri vardı, yeşilli elbisesi
gökyüzü bir bulutlu, bir maviydi
tomurcuklanan dalda ötüyordu kuş
bugün bahar yanımdan geçti
yanımdan geçti bahar, üfleyip damarlarıma bir fırtına
yanımdan geçti bahar, çevirip beni bir rüzgara
yanımdan geçti bahar, bir kor bırakarak avuçlarıma
çiçekleri savurup durdu rüzgar
ben de savruldum, ruhum da… o çiçekler arasında
aşık oldum döndüm çiçekli bir dala(17)
Bir de Zeynep Uzunbay’dan dinleyelim aşkı;
çıplağım, usulca açıyor sesin düğmelerimi
önce o öpüyor omuzlarımdan
içime eriyor gitmek
çırılçıplak sarılıyor belime sesin
koşuyor koşuyor yetişemiyoruz ırmağa(18)
Bu kadar örneğin yeterli olduğunu düşünüyorum ne dersiniz sizce de kadın şairler aşk şiirinin virtüözleri değil mi?
KAYNAKÇA:
1; Aşık Çelebi, Meşairüş- Şuara
2; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
3; Murat Uraz, Kadın Şair ve Muharrirlerimiz
4;Ahmet Atilla Şentürk, Osmanlı Şiiri Antolojisi
5; Ahmet Atilla Şentürk, Osmanlı Şiiri Antolojisi
6; Ahmet Atilla Şentürk, Osmanlı Şiiri Antolojisi
7; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
8; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
9; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
10; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
11; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
12; Cemil Öztürk; İhsan Raif Hanım
13; Müjgan Cunbur, Osmanlı Dönemi Türk Kadın Şairleri
14; Abdullah Özkan – Refik Durbaş Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi
15; Abdullah Özkan – Refik Durbaş Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi
16; Abdullah Özkan – Refik Durbaş Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi
17; Abdullah Özkan – Refik Durbaş Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi
18; Abdullah Özkan – Refik Durbaş Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi
[s1]Yaslı