...
Başlık : Esrik Roman ADSIZ OZANLAR KENTİ
Yazar : (M.Loris Lemur M) Serdar Koç

-XIII-

Şairin, her türlü iktidarın uzağında, bağımsız durması gerektiğine inanırdı.

Kendine has, özgün bir dil kurmuştu.

-Şiirin konusu insanlık halleridir, derdi. Şairin hayatı da şiire dahildir. Şairin kimliği ile şiirin kimliği karıştırılmamalı. Şiirin de canlı varlıklar gibi yaşayan bir kimliği vardır.

-İnsanın ne olduğu kadar ne olabileceği de önemlidir, bunun edebiyattaki karşılığı toplumsal gerçekçiliktir; insanın olası halleri; olma halleri; mevcut halleri de olası halleri de içerir. Ne yazdığımızdan çok, nasıl yazdığımıza denk düşer. (Kuantum mekaniğine benzer, olasılık kalıbı çöker ve şiir kalır geriye.) Kalıba girmez. Şiir nereye savrulacağını baştan bilmez. Yoksa çıplak gerçeğe mahkûm olunur. Oysa şiir, verili gerçeğin reddi, bir üst gerçek arayışı, bir karşı gerçeğe ulaşma çabasıdır.

İyi şiir, yeni şiirlere ve şairlere can verir.

Her şair başka bir şiir yazar. Kendi şiirini. Şiir dilin en özgür alanıdır.

Hayat şiiri oluşturur, evet ama, asıl, şiir hayatı oluşturamıyorsa boşunadır.

Şiir, hayatı hakikate yaklaştırır.

(Hakikate yaklaştıramaz hayat bizi, şiirin hayatı hakikate yaklaştırdığı kadar.)

Anlamla meşgul şair, anlamdaki anlamsızlıkla…

Şairler klanına yabancı, çağ göçüğü.

Sözcükler fingirdeği yârim.

Yazmak itirazın dilidir. Şu, şaftı kaymış dünyaya itirazı olmayan yazmasın.

(Veya, isterse de yazsın, kendi bilir…

Şaire, esin perisinin beklenmedik armağanıdır şiir.

Bütün uzay zamana yayılır, kapsar, ses verir, ses alır, ki şiir.

Şair hanesi tüm sözcükleri kapsar ve ötesini…

Sözcüklerin ve imgelerin oluşturduğu şiirsel anlamlarla, dizelerin uygun içsesiyle ve uyumuyla ilerler.

Şiir bireysel olarak yazılıyor görünse de, arkasında devasa bir toplumsallık vardır. Şiirin süregelen kütlesi, devasa bir toplumsallığa yaslanır. Her şair, şiir okyanusuna eklenen olası bir damladan ibarettir. Zerrede kâinatlar demlenir. Kâinat, bir zerreden ibaret olsa gerek.

Gerçeği anlama biçimlerinin en güçlüsüdür şiir. Nesnelliği kendi öznelliğinde değildir. İnsanı gerçeğe yaklaştırır. İnsan en çoğul varlıktır çünkü. Cümle mahlûkatla ve kâinatla hemhal olabilir.

Şairin yaşamıyla şiirinin örtüşmesi meselesine dönersek;

İnsan yaşlandıkça, bu karşılıklı örtüşmenin pek bir anlamı da kalmıyor. Hayallerde anılara dahil oluyor çünkü. Ayrılığın da aşka dahil olduğu gibi. Şair hâli.

Bütün bir ömür, olanca düşleri ve gerçekleriyle an’da eriyor.

Gösterisine şiir düşmüşse şairin, illa bir işe yaraması mı gerek.

Aynı ağacın meyveleriyiz ama manavda görsek tanımayız birbirimizi.

Siz olsaydınız bu romanı nasıl sürdürürsünüz?

info@bulutyazardergisi.com.tr

 

Sayfa : 13