Başlık : Yanık ahlar kokusu
Yazar : Osman Namdar
üstnot: çalıyor siren, arasında kaldım da dişlinin
haberi yok dostun, arkadaşın, sevgilinin!
Esti bahçelerden rüzgâr
kimse gelmedi bildiğim
yetim çocuğun yediği bu meyve
kokusu neden eksik kalbim
bu hanlar, bu cam odalar:
herkes unuttu ipeğin dostluğunu
kırıldı çıkrık, kurudu kuyu. ah!
ne çok sıkıyor bu aşkın ipi boynumu
işte oldu! geldim! ben geldim!
ince mimarı olarak gecenin
o yalnız geyiğin gözlerindeki buğu
yarasını yalamaktan bu kentin
kanıyor hâlâ ayağında dikenin yer
unuttu acı çeken bir gövdesi olduğunu
düştüm katranına arzu cehenneminin
hâlâ sıkıyor bu aşkın ipi boynumu
geçti rüzgâr! dindi ardıçkuşunun sesi
duyan olmadı durmadan çalan sireni
bana hep ölümü hatırlatır sevgilim
göğüslerinin arasındaki cevşen
ötmeseydi şu canavar düdüğü, ah!
bir allah olsaydık sevişmekten.