...
Başlık :      NERMİN NERMİNA
Yazar : Ü.Gülsüm Bülbül

       Balkanlardayız. İçimizdeki kederi, gamı atalım, neşelenelim, bilgimiz görgümüz artsın diyerek çıktık yola. İlk günler hoştu. Belgrad göründü. Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği bölgeyi gökyüzünden izlemek yaratanın dünyaya ne güzellikler bahşettiğini, insanların bunların kıymetini bildiği bölgelerin ihya olduğunu içimizde hissettik

     Rehberimiz Turgut yol boyunca anlatıyor. Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar, Arnavutlar ve bölünüp parça parça olmuş güzelim topraklar. Kim hangi ırktan, dili ne, dini ne, rengi ne, neden bu topraklarda huzur sağlanamıyor? Yola çıkmadan Balkanların coğrafyası, siyasi durumu, Bosna’da, Srebrenitsa’da yaşananları okumuştuk, belgesel de izledik. Her yıl 12 Temmuz’da televizyon ekranındaki sıra sıra dizili mezar taşları da zihnimizdeydi.

     Bölgeye gelince indik otobüsten. Rehber Turgut; ‘Srebrenitsa katliamı barkovizyon sunumu izlemek isteyenler benimle gelebilir,’diyor. Takip ediyoruz onu, büyük, tek katlı, gri renkli bir yapı. İçeri giriyoruz, büyük panolar, fotoğraflar, insanın içini ürperten kareler. Sıradan insanlar, açlıktan bir deri bir kemik kalmış kadınlar, yüzü gözü belirsiz çocuklar, el arabası ile taşınan yaşlılar, kamyonlara binmeye çalışanlar, her panoda görünenler iç daraltıcı.

     Işıklar sönüyor büyük ekranda görüntüler yavaş yavaş geçiyor. Sesler, yüzlerdeki korku, asla görmeden anlaşılamayacak olan ifadeler, içimize iğneler batırıyor.

Erkek sesi;

                ’Nerminnnn…’ 
                ‘Nerminaaaa…
                ‘Nerminnnn…’
                 ‘Nerminaaaa…’

Baba o. ‘Bağır, çağır seslen gelsin oğlun buraya. Seni serbest bırakacağız,’ diyor komutan.
Babanın içindeki çığlık; ’Kaç’
                                       ‘Saklan’
                                        ‘Gelme’
Karşıda Dinar sıradağları, babanın gözleri deliyor ormanı, bulunmasın istiyor oğlu. Yanımda oturan kadının gözyaşları yol alıyor ormana doğru. Yavaşça ayrılıyor salondan.

     Ekrandaki ses; ’Burası akü fabrikası, 11 Temmuz 1995 günü başladılar burada Müslüman Boşnakları öldürmeye, soylarını tüketmeye ant içmişlerdi. Tam 8372 can aldılar. Kurşunlamaktan kolları yorulmasın, kurşunlar zayi olmasın diye üç kişiyi arka arkaya dizip öyle ateş ettiler. Çocuk yaştaki kızlardan, annelere, yakaladıkları bütün kadınların ırzına geçtiler. Dünyayı Hristiyan yapmak içindi bütün savaş, yaktılar, yıktılar, doymadılar.’ Ekran kararmış ama kulak çınlaması durmuyor.
    ‘Nerminnnn…’
     ‘Nerminaaaa…’

‘Şimdi şehitliğe doğru yürüyoruz,’ diyor rehber Turgut. Kalabalık, çok kalabalık. Kürsüde hoca Yasin suresini okuyor. Dua Sırpça, “Amin” bütün dinlerde aynı, eller gökyüzünde.

Otobüse biniyoruz, uğultu, “ah ve of”. Derin sessizlik. Rehber Turgut toplu mezarları, anma günlerini, “mavi kelebekler”i ve “ölüm çiçekleri”ni anlatıyor.

‘Nerminnnn…’
‘Nerminaaaa…’

Kulağa, beyne yerleşen ses durmuyor. Keşke ve neden? Bu sorularla yazılıyor tarih. “Bosna’nın Gülleri” Anlatan yerel rehber, Muteber. ‘Ben o günlerde çocuktum, bizi İstanbul’a kaçırdılar. Türkçe’yi orada öğrendim. Bosna sokaklarında gördüğünüz bu kırmızı güller, savaşta ölen çocukları unutmamak için, ’diyor. Ardından ekliyor.

Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanların sözleri değil dostların sessizliği olacaktır.” Diyor, Aliya İzzetbegoviç.
       Sekiz günde, beş ülke, doğanın unutulmaz güzelliği, tarih, coğrafya, şehirler, yapılar, insanlar, oteller, yemekler. Beden ve ruh yoruldu. Her seyahatin en güzel yönü memlekete dönmek. Havaalanı, Belgrad. Çocuklar var burada, etraf cıvıl cıvıl. Üstlerinde Türk bayrağı olan tişörtler. İlköğretim çağında bu çocuklar, yakalamaca oynuyorlar. Yedi- sekiz yaşlarında bir kız perende atıyor üst üste. Öğretmeni uyarıyor. ‘Nerminnnn, Elif, Esma, Mustafa, Kemal, Yusuf, uslu olun, burada oyun olmaz.’

Yanına gidiyoruz öğretmenin. Sohbet başlıyor. 7-15 yaş jimnastik milli takım grubuymuş. Dünya ikincisi olmuşlar, yurda dönüyorlar.

    Kıvançla alkışlıyoruz. ’Dünyaya sizler barışı getireceksiniz. Umudumuzsunuz çocuklar.

                                                                                                                                                                                           23 Mayıs 2022

 

Sayfa : 16