...
Başlık : Esrik Roman ADSIZ OZANLAR KENTİ
Yazar : (M.Loris Lemur M) Serdar Koç

-XIV-

-Şiiri yazarken öğreniyordu, sözcükler ve kavramlar ve anlamlar üzerini o kadar çok kafa yorup çalışıyordu ki, her şiir onun için ayrı bir okul oluyordu.

-Çok özel ve ayrıcalıklı bir ruh hastalığı değildir şiir, tam tersi yaralı ruhları sağaltmalı, ḥalet-i ruhiye merhemi olmalı, sözcüklerin kalbini okumalı.

Okuyan, çok okuyan birisi, eninde sonunda yazmaya da başlıyor. Birdenbire değil, fark edilmez ağırlıkta. Bunun belli bir sınır çizgisi yok, şu zamanda başladım da diyemezsin. Ama oluyor işte ve geri dönüşü de yoktur artık. Kendini kalubeladan beri yazıyorum sanırsın.

Kalu demişken, bela demişken, yazma eylemi bizatihi beladır zaten. Püsküllü (baş) belası, bir kez başladınız mı geri dönüşü olmayan…

Her şair kendi şiir toplamı üzerinden sosyolojisini de kurar zaten, kuramıyorsa şiirinde bir sorun var demektir. Hattı zatında her şair ömrünce bir şiir yazar aslında. Hayata gölgesi düşmüştür; imge izi.

Toprağa düşen bir üzüm çekirdeğinden, tevekler, asmalar, bağlar görmek bilimdir.<

Şarabı, rakıyı görmek felsefe. Aşkı görmekse şiirdir. Şiir görmek aşk.

Peygamberi şair zannetme, şairi peygamber. Şairin peygamberce dizelerini aldanma, peygamberin şairanesine kanma. Yolları ayrıdır, apayrı. Biri iki, ikiyi bir sanma. Yüzyıllar sonra anlayacaksın ancak, birle ikinin üç etmediğini. Eder sanma.

Yarınla konuşmak ister şiir, sözcüklerin belagatiyle ulaşmak ister torun tanrıya. Sözcüklerin anlamıyla, mana ülkesine ulaşmak ister. Şimdinin hatırına cem olur bütün nineleriyle, dedeleriyle. Onlar bilirler erili ve dişili, erille dişilin muhabbetini. Mesafeleri yaklaştıran şiiri, binyılları yakın eden.

Hangi efsanelerden geliyorsun, hangi koyaklardan ey aşk rüzgârı! Ey koyaklar mecnunu, şiir melekleriyle mi esriyor yüreğin! Sensiz bir ömrü neylesin serdar.

Geleceğin hangi çağından geldin sen, ben oldun da geçmişim oldun, ceddine rahmet. Bunca yılın mahpusluğuyla, bunca yüzyılın sürgünlüğüyle, bunca binyılın…
Beni sende, seni bende belirleyen, birleyen…
(Günahtan korkarak aşk yaşanmaz, şiir yazılmaz…
Şairin en büyük düşmanı kibridir(. Tahammülsüzlük).
Hamdım, piştim, oldum sanma, kendini şair sanma.

Ben hep şiiri müşkül yazdım, bir yokuşu aşağıya doğru çıkarak, yukarıya doğru inerek. Ve aşk hep bir yokuşu tırmanmaktı, tırmanırken kanatırdı yaralarımı, tırnakları kalbimi yırtardı.

-Kadehi tuz buz oldu, şarabı saçıldı, boynunda laleler omzunda güller açtı…

Siz olsaydınız bu romanı nasıl sürdürürsünüz?

info@bulutyazardergisi.com.tr

Sayfa : 14