...
Başlık : TÜRK EDEBİYAT TARİHİNİN YİTİK BELLEĞİ: Murat Uraz
Yazar : Nezih Ş. Kuleyin

 

İçinizde Murat Uraz adını daha önce duymuş ve yayınları konusunda bilgi sahibi olan birisi varsa işte o benim yaşamımda en fazla hayret edeceğim insan olabilir. Çünkü ben, kendisini edebiyat konusunda bilgili zanneden ben, Murat Uraz’ı keşfedeli henüz birkaç yıl oldu. Keşfettikten sonra da hem kendime hem toplumumuza şaşkınlık içinde bakıyorum.

Olaylar şöyle gelişti: İki bin on bir yılının sonbaharında Hacettepe Mezunları Derneği olarak Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadın Edebiyatçılar Sempozyumu ve Sergisini yapmaya karar vermiştik her ne kadar bende yeteri kadar yayın olsa da yine de bu konuda yazılmış olan kaynaklar için sahafları tarıyorduk. Oldukça pahalı bir kitap vardı adı Resimli Kadın Şair ve Muharrirlerimiz. Yazarı da Murat Uraz. Ben bu adı hiç duymamıştım ama kitap 1941 yılında basılmıştı ve günümüzde bile kaynak olarak kullanılabilecek nitelikte idi.

O günden itibaren Murat Uraz’ı merak etmeye başladım. Önce genel ansiklopedilere baktım ve hayret, ne Ana Britanica’da ne Meydan Larouse’da hatta herhangi başka bir genel ansiklopedide Murat Uraz ile ilgili en ufak bir bilgiye rastlayamadım. Daha da önemlisi bu yazarımızın İnternet dâhil hiçbir ortamda resmi de yoktu.

Şimdi şöyle düşünülebilinir “Demek ki bu bir konuda araştırma yapmış ve unutulmuş çok da önemli olmayan bir yazar”. Ben de ilk anda böyle düşünme eğilimindeyken zaman zaman uğradığım Anadolu Sahafın raflarında Murat Uraz’ın tam on iki tane kitabı olduğunu gördüm. Artık ciddi bir araştırma yapma zamanı gelmişti.

Bugün size aktaracaklarım Murat Uraz’ın yaşam öyküsünün sadece satır başları olabilir. Türk çağdaşlaşma hareketinin en önemli aktörlerinden birisinin yaşamıdır anlatılan.

Doğum tarihi 1893, doğum yeri Trabzon’dur. Üniversite öncesi eğitimini Trabzon’da tamamladıktan sonra İstanbul Darülfünununun Edebiyat Fakültesini 1913 yılında bitirerek tekrar Trabzon’a dönmüş ve Trabzon Sultanisinde Edebiyat ve Felsefe Öğretmeni olarak göreve başlamıştır.

O günden itibaren her davranışı ile sıradan birisi olmadığını fark ettirmiştir bize Murat Uraz. İlk öyküsü olan “Kayıkçı”, İttihat ve Terakki’nin Trabzon’da önde gelen isimlerinden Meşveretçi Naci Bey’in (Yamaç) sahibi olduğu Trabzon’da Meşveret adlı gazetede yayımlandığında yıl 1913’tür.

Murat Uraz’ın Trabzon’a geri dönmesi ile genç ama içi yurt sevgisi ile dolu ve bilime susamış bir aydının varlığı ile kültür ve edebiyat dünyası daha da zenginleşir. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesiyle birlikte Trabzon, Kurtuluş Savaşı’nın stratejik öneme sahip olan bir ili konumuna gelecektir. Zaman özgürlük için savaşım verme zamanıdır. Kurtuluş Savaşı’nda etkin bir görev almak gerekmektedir ve Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti kurulmuş Faik Ahmet Barutçu İstikbal adlı bir gazete çıkarmaya başlamıştı. Murat Uraz, gazetede manzum fıkralar yazmaya başlar.

Bilim, teknoloji ve yurtseverliğin bir araya geldiği Kurtuluş Savaşı destekçisi bir gazetenin çıkartılması gerektiğine inanır ve “Nur” adlı bir gazete çıkarmaya karar verir. Amaç hem cephedekilere hem de cephe gerisindekilere yüksek moral aşılamaktır. Sadece moral aşılamanın yeterli olmayacağını düşünerek o zaman “Türk aydınlarının” örgütlenme yeri olan Trabzon Türk Ocağının kurucu kurulunda yer alır.

Murat Uraz ile ilgili bulabildiğim tek resime göre (En ön sırada oturanlar arasında soldan dördüncü).

Devamı 12. sayfada

Sayfa : 11