...
Başlık : Tılsımlı Deri
Yazar : Betül İğdeli

                                                                         

Tılsımlı Deri Romanı, Adana’da deprem olduğu sırada başlar. Bu alegorik romana  adını veren kadim zamanlardan kalan  Tılsımlı Derinin isteği, sevgi dolu insanlara yardım etmektir.  Arkeolojik bir kazı yerinde henüz ilkokul çağında Sevinç Babaanne’ye akan deri kaybolmuştur. Deprem olunca Amerika’da yaşayan oğlunun ziyaretine giden Sevinç Hanım oğlu Fazıl Bey’den  eski evindeki duvarlar da çatlayacağından çok eskiden kaybettiği mavi demir kutunun  aranmasını ister.

İçinde Tılsımlı Deriyi barındıran mavi kutuyu, adına yaraşır şekilde romanımızın kahramanı Esra bulacaktır. Esra, Adana’da gecekonduda yaşayan bir ailenin çocuğudur. Esra’nın annesi Zeliha, sıcaktan çalışamadığını söyleyen miskin kocasına ve kızına evlere temizliğe giderek bakan çalışkan bir kadındır. Ancak yaz gelince temizlik  yaptığı evlerde yaşayanlar yazlığa gittiğinden  ya da yaylaya çıktığından iş bulamamaktadır.  O yüzden onu kız olduğu için okutmayan Babasına devamlı ilenir. Okusa o da bir iş sahibi olacaktır.

 

Depremde Zeliha yine temizliktedir.   Kendisine yardım etmesi için Esra’yı yanında götürse de  kızı, Sevinç Hanım’ın kendi  adresini vererek aynı sınıfta okumasını sağladığı torunu Serkan’la bilgisayarda oyun oynar. Günün sonunda eve dönerlerken deprem olur.  Gecekonduları yıkılmıştır. Babası Emin Efendi’nin evde olabileceğini düşünerek ana kız büyük bir gayretle yıkıntıları kaldırınca, Emin Efendi’nin  ölüsüyle karşılaşırlar. Babalarının tembelliği  yüzünden tapu almadığından   depremde ev de yıkılınca  ortada kalmışlardır. Sevinç Hanımın en az altmış yıllık tek katlı eski evi fazla hasar görmemiştir. Zeliha gecekonduya dönünceye kadar orada kalmak için izin ister.

Babasını toprağa verdikten sonra mahallede kurulan aş ocağından eski eve gidip gelmek zor olduğundan evlerindeki enkazdan kurtarabildikleri eşyalarını alarak eski eve yerleşirler. Evin tapusu olmadığından  yardım alamayan Zeliha, Belediyedeki işlerinin yürütülmesi için  Sevinç Hanımın oğullarının  yardımını  isteyecektir. Bu arada eski evin duvarları çökmüş kutular etrafa dağılmıştır. İşlerine yarayacak tüp ya da maltız gibi bir şeyler ararlarken Esra mavi demir kutuyu bulacaktır. Yazlığa taşınan aile yardım için Zeliha’nın yazlığa gelmesini isteyince Sevinç Hanımın oğlu Fazıl Bey onları almaya gelecektir. Mavi kutuyu ona teslim edeceklerdir.

Sevinç Hanımın deprem sırasında mavi kutunun bulunmasını istemesi evde merak uyandırmış içindekinin ne olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Demir kutunun içinden kuru bir çiçek albümü ve tavşan postu büyüklüğünde bir  kurdeleyle bağlanmış koyu bej rengindeki bir  deri çıkar.  Bir define haritasını  bulmayı uman  çocuklar hayal kırıklığına uğrar. Arka planda silik bir doğa resminin ön cephesinde onbeş yaşlarında  bir oğlan ve kız resmi vardır. Rulonun arkasında Sevinç Hanımın “ Bu sizlere vasiyetimdir, Onları koruyun” el yazısı bulunmaktadır.

Fazıl Bey, bu yazıdan çekinerek  kutunun bulunduğunu Sevinç Hanım’ın öğrenmemesini  ister. Esra’ya  mavi kutuyu saklaması için verirler. Derinin antika olabileceğini düşünerek değerlendirmek için  Fazıl Bey komşusu Kuyumcu Ali’ye deriyi gösterir.  Antika işleri yapan ve ilerleyen zamanlarda tarihi eser kaçakçılığı yaptığı anlaşılan Kayhan,  Mehmet’in kuyumcu ve antikacı olan babasıyla çalışmaktadır. Kayhan Deriyle ilgilenerek bu antika deriye bir efsane uydurarak epeyce bir paraya satacağını düşünür. Derinin arkeolojik bir cennet olan Ege kıyılarında ya da Kaz dağlarının eteğinde bir mağarada bulunduğunu söyleyecektir. Ancak derinin üzerindeki yazının onun değerini düşüreceği söylenildiğinde ucuza kapatmak istedikleri deriyi Fazıl alıp gidecektir.

Bunun üzerine Mehmet’le arkadaş olan Osman aracılığıyla deriyi alırlar. Osman silahlara karşı olan annesi Elif Hanım tepki göstereceğinden korkarak gizlice tüfek almak istediğinden paraya gereksinim duymaktadır.

Kayhan Deride bulunan silik resimleri belirginleştirip  renklendirebilmek için sivri demirler gezdirerek yaksa da zehirli boyalar sürse de derinin dokusu içine gizlenen resimleri ortaya çıkaramaz. Tılsımlı derimizi geri yollar. Esra tılsımlı olduğunu resimdeki çocuklarla   konuşuncaya kadar bilmediği deriyi alıp mavi demir kutuda saklarken hem mutlu olur hem de Sevinç Hanım’dan saklayacağı için buruktur. Tılsımlı Derideki çocuklar sevgi dolu ve yetenekli kızımızın içindeki gizil gücü harekete geçirmekte yardımcı olacaklardır.  Resimdeki Düşüna, sevgi, hayal ve düşünmeyi temsil etmektedir. Aynı yaştaki Enija da isminden anlaşıldığı gibi enerjiyi, iradeyi   ve özgüveni temsil eder. Tılsımlı deri ile Esra olmak istediği, hayal ettiği gibi güçlü ve  iyi bir insan olmak  tıpkı  masallardaki gibi imkansız hiçbir şeyin olamayacağını düşündüğü  her şeyin  gerçekleştirebileceği bir hayal dünyasına kavuşacaktır.

 Roman çocukların heyecanla okuyacakları bir olay örgüsüne sahiptir. Romanda İlk düğüm Elif’in annesi Sevinç Hanımın da okul arkadaşı Zeynep Hanım’ ın torunu Serap’la yazlığa gelmesiyle başlar. Serap annesiyle babasının ayrılacakları için onu Babaannesine yolladıklarını bilen çok güzel bir kızdır. Esra’nın sevecenliğini fark etmiş olan Elif Hanım Babasını kaybetmiş, evi yıkılmış  bir çocuğa arkadaş geleceğini düşünerek sevinir. Ancak yeğeni, kendini beğenmiş tavırlar sergileyen kız, Esra’yı varoş çocuğu olarak görecektir. Kahramanımız zaten Serap’ın bakışlarından,  duruşundan kendine olan tavrını hissetmiştir. Roman sürükleyici yapısının yanı sıra güçlü betimlemelerle doludur.  Romanda , “Esra, Serap’ın iri kara gözlerinin kararlı bakışları altında kendini küçülmüş, yassılaşmış, değersiz bir çakıl taşı gibi duyumsadı.”, gibi  ibareler yer almaktadır. Romanda zaman zaman dilin yerel ağız örneklerine rastlamaktayız. Bu tür ifadeler roman karakterlerini  daha da  canlı  kılmaktadır.

Ailenin tek çocuğu olan Serap, evde tek başına olmanın annesi ve babası dahil her şeyin onun olduğu ve kardeşi olmamasını,  olanakları başka biriyle paylaşmayacağından güzel bulur. Ancak anne babasının boşanma davası sırasında birbirlerine karşı onu kullanmaktan çekinmemeleri yüzünden öfkesini Esra’dan çıkarmak ister. Üstelik Amerika’dan dönen Sevinç Hanım kendisine  resmi orijinal olan bir tişört getirirken Esra’ya markalı bir yüzücü mayosu getirmesi onu çileden çıkaracaktır.  Esra’nın hayatın gerçekleriyle yüzleşmesini Serap sağlayacak onun bir hizmetçinin çocuğu olduğunu söylemeyi yinelemekten, onu uyarmalarına karşın  çekinmeyecektir.

Osman’la yaşıt olan Serap, hem güzel, hem akıllı  hem de dans etmesini, yüzmesini bilen biri olsa da  kendini beğenmiş tavırlar sergilemektedir. Bu yüzden Osman’ın  kız arkadaşları onun ukala olduğunu düşünerek dışlarlar. Fakat Osman’ın arkadaşı Mehmet ondan çok hoşlanmıştır. Serap da ondan hoşlanmıştır, ama arkadaşları bu konudan bahsettiklerinde Mehmet’ten hoşlansa da dile getirilmesinden rahatsız olur. Onun en güzel tarafının gözleri olmasına karşılık ”Ben mi hoşlanıyorum… Mehmet gibi  şapşal bakışlı ablak suratlı oğlanla neden ilgileneyim”,  dediği için ve bu da Mehmet’in kulağına gittiğinden  onun kendisine olan ilgisini kaybettiğini sanır. Üstelik Mehmet’in dayısı Kayhan’ın Serap’ın peşinde olması işleri daha da karıştıracak Mehmet,  Kayhan’ın tarihi eser kaçakçılığı yaptığı  ihbarına kadar gidecek olaylara yol açacaktır. Serap  olayların yarattığı yenilme duygusu nedeniyle Esra’ya evde buyruklar yağdıracaktır.

Kahramanımız, Serap’ın verdiği eziklik duyguları ve geleneksel aile yapısı içinde baba sevgisini yeterince tadamamış olsa da babasının ölümü  üzerine onun miskin biri olarak değil belki de hasta biri olarak düşünürken onu bir daha hiç göremeyeceğini  yeni yeni kavramaktadır. Babası rüyalarında ona Tılsımlı Deriyi hatırlatacak ve onun özgüvenini sağlamak içim Düşüna ve Enija onun içine akacaklardır. Okulda Serkan’a matematik ve dilbilgisi öğrenimine Esra yardım etmiştir.  Serkan da  yüzme, dama ve satranç oynama gibi becerileri  Esra’ya kazandıracaktır.

Serkan okuması için gelen kitaplarla ilgilenmez. Çocuklar kitap okumaya ailelerin uygun bulduğu kitapları okuyarak alışkanlık edinirler. Esra alt gruptan geldiği için ailenin böyle bir yönlendirmesi yoktur. Serkan oyun oynamak varken kitap okumaktan hoşlanmaz. Esra’nın okuyarak kendisine anlatmasını ister. Tılsımlı Derinin yardımıyla özgüveni gelen Esra, okuyacağı  güzel kitapları ona önermesi ve okuyacakları  kitapları beraberce tartışmalarını ister. Okudukları kitapları tartışırlarken  Pol ve Virjini romanının kahramanlarının   Sevinç Hanım torunu Serkan ile  Esra’ya benzediğini düşünecektir.

Sitede, gençlerin, çocukların katılacağı kumdan heykel yarışmasına katılan Esra el becerilerinin yontuya yatkın  olması nedeniyle birinci olacaktır. Yüzmeyi de öğrenen Esra bu yarışmalarda dereceye girer. Esra’nın Deniz gazetesinin site haberleri içinde resimlerinin basılması Serap’ın kıskançlığını çeker. İyi dans eden Serap diskoda yapılacak dans yarışmasına Amcasıyla katılıp birinci olmak ister. Böylece o da gazetede resmini görebilecektir. Ancak Amcasının İşi çıkması nedeniyle gelememesi onun hayallerini yıkacaktır.

Serap denizde yüzerken bir çocuğun boğulmak üzereyken yardım istemesine rağmen ailesinin ilgilenmemesine şaşırır. Boğulmak üzere olan çocuğu denizden çıkararak suni teneffüs yaptırırken annesi çocuğunun boğulma numarasıyla Serap ‘ı kandırdığını söylerse de  durum ciddidir. Serap suni teneffüse devam ederken çocuğun hastaneye kaldırılmasını ister. Serap bir insanın canını kurtardığı için mutlu olsa da çocuğun annesinin  bir teşekkür bile  etmemesine içerleyerek kimsenin onu ciddiye almadığın düşünür. Zamanımızın imaj saplantısı yüzünden babaannesinin şişmanlığından,  onun mayoyla denize girmesinden utanır ancak ailede hiç kimse onunla aynı fikirde değildir.  Üstelik dans yarışmasına  da katılamamıştır.

Evdekilerin Esra’nın da evde bir konuk olarak kaldığını hatırlatması onu korudukları için daha içerlemesine yol açacaktır.  Kızın hırsızlıkla suçlanacağı kumpaslar kurar. Mehmet’in ilgisini yitirdiğini sanması ve anne babasının boşandığını öğrenmesi onu üzer. Üstelik kurduğu kumpasların bumerang gibi üzerine gelmesi üzerine bayılırken balkondan düşerek yaralanır. Bu olay romandaki ikinci düğüm noktasıdır.

Yurt dışında ana babaların ve polislerin çözemediği sırları çocukların çözmesi gibi Osman’ın başına gelen felaketin çözülmesini Serap yapacaktır. Osman’ın tüfek almak istediğini Esra’dan öğrenen  Sevinç Hanım ona dedesinin tüfeğini ödünç verir. Osman’ın ana babasının yılgılarının çemberine girmesinin doğru olmadığı kanısında olan Sevinç Hanım onun  bir iki arkadaşıyla ava giderek  erkeksi tavırlar için beğenilme duygusu doyuma ulaştığında bu işten bıkacağını düşünmektedir. Ancak Osman,  bir gün  ava çıktığında bir kuşa ateş ederken  köpeğini vurduğu köydeki yaşlı bir  kadın ölmüştür.

 Daha önce Osman’ın silah almak için köydekilerle de konuşması onların para koparmak için eve gelmelerine yol açmıştır. Daha önce Köyde yapılan düğüne davetli olarak tüm aile bireylerinin katıldığı törende, insanların görmemesi için perdelenen kısma Oya, koşarak dalmıştır. Evin en küçük bireyi olan henüz okula başlamamış kızcağız  tam bir oyun çocuğudur. Oyuna dalıp evden uzaklaştığı, zamanında eve dönmediği için kızıldığını bilse de bu huyundan vaz geçmez. Yaramaz kızımızı koruyup kollayan Esra ve canı sıkıldığı için onların peşinden giden Serap’ı takiben  Serdar da gelir. İçerde bölmede yatan  bu yaşlı kadın ailenin büyüğü olup Osman’ın köpeğini vurmasından sonra öldüğü söylenen kadındır. Kadını deli olduğunu zanneden çocuklar kaçarlarken  köy düğününü  kameraya alan Serkan kamerayı düşürmüştür. Bu sayede kamerada yaşlı kadını ayağında ki kelepçe de filme alınmıştır.

Oya’nın  yaptığı yaramazlıktan korkmuş ama asıl ailenin ona kızacağından çekinmiştir. O yüzden çocuklar onun yalvarmaları nedeniyle Serkan’ın kamaraya kaset koymadığı yalanını uydururlar. Serap köylülerin  anlattıklarından ölen  kadının, sakladıkları kadın olduğunu anlar, onlara kahve ikram edilirken silahın ruhsatlı olduğu ifade edilir. Filmde de kadının ayağındaki kelepçeyi gören herkes şok olur. Para koparmaktan ümidini kesen köylüler kalkıp giderler. Serap artık Esra ile arkadaş olmuştur. Osman da  Mehmet’in dayısını ihbar ettiğini söyleyerek Mehmet ile barışmalarını sağlayacaktır.

Serap’ın bacağının  kırıldığını öğrenen boğulmaktan kurtardığı çocuğun annesi sık sık Serap’ı ziyaret etmektedir. Bu olayı Deniz gazetesine anlattığı için Serap’ın fotoğrafı Site haberlerinde yer almıştır. Ailesinin durumunu öğrenmesi üzerine Serap kazara düşme olayını bilerek yapmış gibi aktararak intihar etmek istediğini, isteklerinin ailesince dikkate alınmadığını söyler. Bunun üzerine boşandıklarını ancak kızlarının düşüncelerini de dikkate alan bir yaklaşım sergileyeceklerini söyleyen anne ve babası onu evine ambulansla geri  götüreceklerdir.

Romanın teması insanların eşit olduğu, yaşına, yaşam düzeyine bakmadan  yalnız  insan oldukları için saygılı olmaktır. Gençlik romanlarında kahramanlar yardımıyla çocukların içine düştükleri çıkmazlardan çıkmaları bir neşe ve rahatlama duygusu vermesi önemlidir. Serap evine dönerken, Osman  ateşli silahlarla arkadaşlarıyla ava gittiğinde bir canlıya kıymanın ezikliğini hissetmiş, annesine askere gidinceye kadar ateşli silahlara elini sürmemeye  söz vererek kendini  tatmin edeceği diğer sporlara yönelmiştir. Esra ile annesi  tapusu alınmış ve yapılmış gecekondularına kavuşacaklardır. Sevinç Hanım’ın eski evi onarılarak “Tılsımlı Ev”  evde okuma yazma kursları verilecek ve Zeliha da okuma yazmayı öğrenecektir.

Tılsımlı Deriye gelince  Esra onu Sevinç Hanıma verecek , bakalım Düşüna ve Enija bundan sonra yardım etmek için kimlere akacaklardır.

 

Kaynak:Perihan Karayel, Tılsımlı Deri 2009 Cinius yayınları

 

Sayfa : 7