...
Başlık : DENEME HAKKINDA BİR “DENEME”
Yazar : Dr. Halit Suiçmez

Deneme bir yazınsal türdür. Bir yazarın bilim, felsefe, yazın ve sanat konuları üzerinde kişisel düşünce ve duygularını içtenlikle dile getirdiği bir düzyazı türüdür.

En sevdiğim edebiyat dallarından biridir deneme. Konuyu özgürce seçersin. Yazıda düşünsel boyut ağır basar. Bir konuşma-sohbet havası içinde, güler yüzlü, iddiasız, samimi bir tarzda yazarsın anlatmak istediklerini. Şişinmeden, böbürlenmeden, bilgiçliğe kaçmadan..

Bu türün babası 16.yüzyılda Fransız yazar Montaigne’dir. Yazar, “yeni bir edebiyat türünü deneme” anlamında deneme kavramını ilk kullanan kişidir. O günden beri bağımsız bir yazın alanı olarak büyük bir gelişme göstermiştir.

Denemeci öne sürdüğü her düşünceyi kanıtlama peşinde değildir. Denemeyi makale ve eleştiriden ayıran yönü burasıdır. Çünkü bilgilendirme ve öğretme temel amaç değildir denemede.

Ünlü denemecimiz Nermi Uygur’a göre:

“…yaşantı insanıdır denemeci, yaşantı sanatçısıdır, yaşantılaştırdıklarını yazar.”

Ciddi sorunlardan bile söz ederken gülümser denemeci. Vedat Günyol’un “Güleryüzlü Ciddiyet” isimli kitabı buna güzel bir örnektir.

Denemede ince alay, gülmece olmalıdır. Mizah ile ironi kişiliğinde buluşmuştur deneme yazarının. Bir örnek verelim bu düşünceye:

Silivri noteri edebiyatsever bir insandır. Melih Cevdet’in denemelerini okurken bir gün telefon eder Şaire;

-Melih Bey ölümden korkuyor musunuz? diye sorar, üstat soruyu yanıtlamadan önce,” herhalde Tanrı noter aracılığıyla bana bir bildirimde bulunmak istiyor” diye düşünür. İşte böyle ince, güzel, çarpıcı bir mizahla donanımlıdır denemeci..

Denemeci çağının tüm bilgilerinin ardına düşmüş gibidir. Bunları okuyucusuna aktarmaktan çok, bu bilgilerin yardımıyla onları düşündürmeye, doğru diye bellediklerinden kuşku duymaya götürmek ister.

21.yüzyıl deneme asrı olacaktır. Çünkü “özgürlük” ve “düşünce” kavramları bu yüzyılda çok daha önemli olacaklardır. Bu da denemeye “en yakışanı” dır. Deneme gittikçe felsefe ve şiire yakınlaşacaktır. Aydınlanmaya en çok hizmet eden tür denemedir.

Bizim ilk denemecimiz Beşir Fuad’dır.(1852-1887) Beşir Fuad’ın Mektupları bu açıdan önemli bir yapıttır.

Çağdaş yazınımızın deneme yazarlarından bazıları;

Ahmet Haşim, Falih Rıfkı, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Suut Kemal Yetkin,  Ahmet Hamdi Tanpınar, Vedat Günyol, Melih Cevdet, Salah Birsel, Oktay Akbal, Nermi Uygur, Fethi Naci, İlhan Selçuk’tur.

Batıda Montaigne, Russell, Sartre, Bacon en ünlüleri arasındadır.

Tüm edebiyatın konusu insandır. Yazın türleri insanın kafasını besler, yüreğini inceltir. Denemede, öyküde, şiirde yürekler ve beyinler arası bir büyüleyici yolculuğa çıkarsınız. Böylece daha çok insanlaşır, insanları daha iyi tanımaya ve onların serüvenine katılmaya yöneliriz..

Deneme bir yazınsal türdür. Bir yazarın bilim, felsefe, yazın ve sanat konuları üzerinde kişisel düşünce ve duygularını içtenlikle dile getirdiği bir düzyazı türüdür.

En sevdiğim edebiyat dallarından biridir deneme. Konuyu özgürce seçersin. Yazıda düşünsel boyut ağır basar. Bir konuşma-sohbet havası içinde, güler yüzlü, iddiasız, samimi bir tarzda yazarsın anlatmak istediklerini. Şişinmeden, böbürlenmeden, bilgiçliğe kaçmadan..

Bu türün babası 16.yüzyılda Fransız yazar Montaigne’dir. Yazar, “yeni bir edebiyat türünü deneme” anlamında deneme kavramını ilk kullanan kişidir. O günden beri bağımsız bir yazın alanı olarak büyük bir gelişme göstermiştir.

Denemeci öne sürdüğü her düşünceyi kanıtlama peşinde değildir. Denemeyi makale ve eleştiriden ayıran yönü burasıdır. Çünkü bilgilendirme ve öğretme temel amaç değildir denemede.

Ünlü denemecimiz Nermi Uygur’a göre:

“…yaşantı insanıdır denemeci, yaşantı sanatçısıdır, yaşantılaştırdıklarını yazar.”

Ciddi sorunlardan bile söz ederken gülümser denemeci. Vedat Günyol’un “Güleryüzlü Ciddiyet” isimli kitabı buna güzel bir örnektir.

Denemede ince alay, gülmece olmalıdır. Mizah ile ironi kişiliğinde buluşmuştur deneme yazarının. Bir örnek verelim bu düşünceye:

Silivri noteri edebiyatsever bir insandır. Melih Cevdet’in denemelerini okurken bir gün telefon eder Şaire;

-Melih Bey ölümden korkuyor musunuz? diye sorar, üstat soruyu yanıtlamadan önce,” herhalde Tanrı noter aracılığıyla bana bir bildirimde bulunmak istiyor” diye düşünür. İşte böyle ince, güzel, çarpıcı bir mizahla donanımlıdır denemeci..

Denemeci çağının tüm bilgilerinin ardına düşmüş gibidir. Bunları okuyucusuna aktarmaktan çok, bu bilgilerin yardımıyla onları düşündürmeye, doğru diye bellediklerinden kuşku duymaya götürmek ister.

21.yüzyıl deneme asrı olacaktır. Çünkü “özgürlük” ve “düşünce” kavramları bu yüzyılda çok daha önemli olacaklardır. Bu da denemeye “en yakışanı” dır. Deneme gittikçe felsefe ve şiire yakınlaşacaktır. Aydınlanmaya en çok hizmet eden tür denemedir.

Bizim ilk denemecimiz Beşir Fuad’dır.(1852-1887) Beşir Fuad’ın Mektupları bu açıdan önemli bir yapıttır.

Çağdaş yazınımızın deneme yazarlarından bazıları;

Ahmet Haşim, Falih Rıfkı, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Suut Kemal Yetkin,  Ahmet Hamdi Tanpınar, Vedat Günyol, Melih Cevdet, Salah Birsel, Oktay Akbal, Nermi Uygur, Fethi Naci, İlhan Selçuk’tur.

Batıda Montaigne, Russell, Sartre, Bacon en ünlüleri arasındadır.

Tüm edebiyatın konusu insandır. Yazın türleri insanın kafasını besler, yüreğini inceltir. Denemede, öyküde, şiirde yürekler ve beyinler arası bir büyüleyici yolculuğa çıkarsınız. Böylece daha çok insanlaşır, insanları daha iyi tanımaya ve onların serüvenine katılmaya yöneliriz..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sayfa : 19