...
Başlık : SUPHİ TAŞHAN- Ya dergiler olmasaydı
Yazar : Ş.Nezih Kuleyin

Bir derginin sürekli yazan bir yazarı olarak Suphi Taşhan’ı sizlere aktarmayı düşünmüş olmaktan tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bunun nedeni bu yazının, bir anlamda dergilerin toplumsal yaşamımızda ne kadar önemli bir işleve sahip olmalarının da önemini anlatan bir yazı olmasıdır.

Eğer yazın ile ilgili geçmişte yayınlanmış dergiler olmasaydı Suat Taşhan gibi önemli bir şair bugün belki de tanınmıyor olacaktı. Çünkü yaşadığı dönemde hatta öldükten neredeyse elli beş yıl sonra bile bir kitabı basılamamıştı.

Kızı Pembe Taşhan’ın büyük çoğunluğu dergilerden olmak üzere aile çevresinden ve eski arkadaşlarından topladığı şiirlerini İş Bankası Kültür Yayınları’nın çıkarttığı Kayıp Şairler dizisinden, yine Suphi Taşhan’ın kitabına vermek istediği adla, Kilometre Taşları adıyla yayınlamasıyla şiirlerine derli toplu bir biçimde ulaştık.

Çok kısa bir yaşam sürdü. Kızılay’da düzenlenen mitingin düzenleyicilerinden birisi olarak tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra kalp krizi geçirerek öldüğü tarih olan 6 Haziran 1960 yılında 39 yaşındaydı.

Oysa yaşama çok şanslı başlamıştı. 1921 yılında doğduğunda babası Kurtuluş Savaşı yıllarının en ünlü konaklama merkezi olan Taşhan’ın sahibi Cemal Bey’di. Taşhan o tarihlerde o kadar önemli bir yerdi ki şimdi Ulus Meydanı olarak bildiğimiz meydanın adı da Taşhan Meydan’ydı.

“Çevresine göre dikkat çekici bir zenginliğin içinde olmasına karşın, eli açık ve yardımsever bir çocuktur. Henüz ortaokul yıllarında babasını kaybedince(1933), Ankara Taşmektep’teki öğrenimini Bursa’da sürdürmesine karar verilir. Ailesi tarafından Bursa’ya gönderilir. Merinos Fabrikası’nda çalışan ağabeyinin yanında Bursa Erkek Lisesinde okur”1

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu tarafından yayınlanan sadece bir edebiyat dergisi değil aynı zamanda bir düşünce dergisi olan Yeni Adam kapılarını genç şairlere de açmaktadır. İlk yazılarını orada yayınlar.

Kendisini edebiyatımıza Küllük Olayı olarak geçen sadece bir tek sayı çıkmış olmasına rağmen oldukça ses getiren dergide genç bir şair olmasına rağmen iki şiiri yer alır. Bunlar Bekliyoruz ve Neyzene adlı şiirleridir.

Neyzene’yi paylaşalım sizlerle

Bir sarhoş ova
Bir göl şarkısı
Enginlerinde
Gözlerimde
Denizlerin içlen suları
Ve başında defne dalları

Ama onu ünlü yapan Yeni Edebiyat dergisinde yayınlanacak olan NİKBİNLİK şiiri olacaktır. İki dize den oluşan bu şiiri “Nazım Hikmet’in Bursa Hapishanesi yıllarında arkasındaki duvarda yer alır.”2

Bahar beklediğimi getirmedi
Bahar yine gelir

1940, Yeni Edebiyat 1. Sayı

Zaman içerisinde yazın dünyasında sadece şairliği ile değil kişiliği ile önemli bir yer tutacaktır. Dost sohbetlerinin dostluğu, arkadaşlığı ve güçlü kişiliği ile aranan yarenidir. Ankara Hukuk Fakültesini bitirmiş olmasına rağmen tüm yaşamı boyunca sadece bir tek kartviziti olduğu söylenir. Şair Suphi Taşer.

Şiirinin nasıl bir şiir olduğunu ve kimler için yazıldığını kendi ağzından dinleyelim.

MISRALARIM
Hilmi Büyükşekerci’ye
Mısralarım
Altın başaklar üzerine yazıldı.
Adamların tarlaların
Ve saltanatsız diyarların üstüne
Mısralarım
Güneşi düşürmek içindir topraklara
Ve can vermek içindir canı alınanlara
Hayat, aş, ekmek çalışanlara
Mısralarım çalışanlar için yazıldı
Mısralarım
Belki de nakşedilmeyecektir
Tunç kapılarına sarayların
Zarar yok belki de ağlıyanların
Hınç dolu ateş dolu dudaklarında benim
mısralarım
Yumun gözlerimi ey gün görmemiş eller
Ben mısralarımı altın başaklar için yazdım
1940-1941 Yeni Edebiyat, 11. sayı

Kaynakça: 1, 2 Suphi Taşhan Kilometre Taşları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Kayıp Şairler Dizisi, 2010

Şiirler aynı adlı kitaptan kaynak gösterildiği biçimde alınmıştır.

Sayfa : 13