...
Başlık : KADININ ADI YOK
Yazar : Semiha Baysal

        Duygu Asena'nın yazdığı KADININ ADI YOK adli roman 1987 yılında basılmıştır. Kadınların sorunlarına eğilen, kadın erkek eşitsizliği gibi önemli konulara değinen kitap mahkeme kararıyla 1988'de yasaklanmıştır. Sonrasında ise yasak kaldirilarak Atıf YILMAZ tarafından filme çekilmiştir.Kitap ilk çıktığında  rekor kırarak bir yıl içinde kırk iki baskı yapmıştır.
" Çocuğun olunca sütü memeden içecek büyüyecek."
 "Neden babaların memesinden süt içilmiyor?"
" Çünkü bu iş annelerin görevi." "Neden babaların görevi değil? Onların görevi nedir?"
" Onların görevi çocuklarını ...en iyi biçimde yetiştirmek. Onlar para kazanırlar ,eve getirirler, çocuklaını en iyi biçimde giydirir ,okutur, büyütürler." "Memeleri yok diye mi bunu yaparlar ."
"Yok canım onların görevi çalışıp para kazanmak."
" Ben memem çıksın istemiyorum .Para kazanmak istiyorum. Param olunca her istediğimi yapabilirim.
        Kitapta geçen bu diyaloglar mıydı acaba romanı munzur yapan? Bilinmez tabii  bilinmesine de ;ben bu kitabı ilk kez hem memeleri olan hem de çalışan  Nevin ablanın masasında görmüştüm. O zamanlar henüz liseye başlamıştım,  okula yarım gün gittiğimiz, okulların bizleri rehin almadığı zamanlardı.  Bazı günler okul çıkışlarında babamın iş yerine uğrardım . Işinin olduğu  bu günlerde annem  geceden tembihlerdi babamı.
        Bu sırada çok sevindiğimi farkeden annem   heyecanımı sezer ve  bunu işyerindeki dağıtıma hazır fındık ezmelerine  bağlardı.  Oysaki gerçek sebep Nevin abla ve masasındaki , çekmecesindeki o  kitaplardi. Nevin Abla evli, orta boylarda,tombul tombul yanakları ,koca koca gözleri ile pırıl pırıl gülen biriydi.Beni görünce hemen daktilosuna  pıt  diye bir tuş dokunur sonra yanındaki sandalyeyi işaret ederdi.  Hızla geçer otururdum. Tık tıkı tık tıkı hemencecik daktilosunu bitirir, babamın istediği belgeleri tamamlayıp teslim ederdi ve biz mutfağa geçerdik.
              Oraletimizi yaparak başlardık kitapları konuşmaya. İşte benim geceden beri beklediğim, saatlerce sürmesini istediğim, tadına doyamadığim aydınlanma seanslarım sonunda başlıyordu .Kimin umrundaydi  ki kavanoz kavanoz fındık ezmeleri. Feminist kelimesini çok duyuyordum o aralar ama bu kelimenin tehlikeli bir şey olmadığını  ilk kez Nevin abla anlatmıştı bana. Feminizm eşitlikti, feminizm kadın ya da erkek olmanın kişiyi yüceltmesi ya da düşürmesi değil, toplumsal adaleti sağlama sıydı .Bu arada elindeki kitabı açıyor sayfalarını şöyle bir çeviriyor,altını çizdiği yerleri sesli  sesli okuyor , sonra yine devam ediyordu.  Feminizm ne kadınların üstünlügüydü ne de erkeklerin . Feministler dişiliğini yitirmiş kadınlar değildi .Bak bana diyordu Nevin abla feministim ama ne erkek düşmanıyım ne de koca bulamamış çirkin bir kadınım. Yıllar önce söylenmiş bu sözler belki de kulağıma küpe olmuştu .
          Yillar sonra  kitabı  sıkı sıkı tutarken  yüreğimde derin  bir sızı... Ani bir ölümdü onunki... Kalp kriziymiş.Inanmak istememistim. Nasil yani ?Ben simdi kiminle konusacaktim?Sorularımın cevabını kim verecekti? Aklımda  yüregiyle pırıl pirıl gülen bir çift göz... Aklimda KADININ ADI YOK
           Sevgili Duygu Asena ve sevgili Nevin Abla, kadının toplumdaki gücünü işaret ettiğiniz için sonsuz teşekkürlerimle .Minnet ve özlemle anıyorum sizleri.

Not: Eğer siz de kadınlara ve erkeklere sosyal siyasi ve ekonomik alanlarda eşit davranılmasını istiyor ve bu öğreti ile evlatlar, öğrenciler yetiştirmek istiyorsanız feminizmle  aynı taraftasınız demektir.FEMİNİZM sözcüğünden korkmanıza gerek yok. Ve bu kitap tesadüfen kucağınıza düşen kitaplardan biri değildir asla. Keyifli okumalar diliyorum.

 

Sayfa : 4